Kaş’ta zıpkına hayır !

Sevgili Kaş dostlari, sualti dostllari :

Milli sporcumuz Sn. Derya Can’in Kaş’ta gerçekleştirdiği rekor öncesinde yaşadığımız tatsız olayların KASAD (Kaş Sualtı Derneği) üyeleri olarak başından beri takipteyiz. Sn. Levent Ucuzal tarafımızca bilgilendirildi. Sn. Ucuzal ve yanındaki antrenör Sn. Serhan Dağdan ile, Derya Can ve ekip arkadaşları ile kontak halinde olan KASAD, sözkonusu olaylar süresince Balıkçı kooperatifi ve Denizciler (gezi tekneleri) derneği temsilcileri, ve WWF temsilcisi ile birlikte hareket etti. Sn. Tahsin Ceylan hocamız tarafımızca bilgilendirildi. TSSF Başkanı Sn. İnkilap Obruk’un olayın üzerine gitme kararını memnuniyetle karşılıyoruz.

Söz konusu olayların oluştuğundan ilk defa KASAD YK üyeleri tarafından haberdar edilen Sn. Levent Ucuzal olayların vehametini kavramış, tüm bölge paydaşlarından özür dilemiştir. Yıllardır tüm rekor çalışmalarına destek olduğumuz TSSF Serbest Dalis Teknik Kurul Baskani Sn. Levent Ucuzal ve ODTU SAS ekibinin samimiyetinden ve hassasiyetininden şüphemiz yok. Sn. Derya Can’ın rekor denemesi çalışmalarının başından beri destekçisi olan KASAD üyesı dalış merkezlerine, olayda sporcunun değil, Kaş’ta karşılaştığı ve ona emniyet dalıcısı olarak yardım eden ve bir süredir Kaş’ta bu kaçak avcılık işini (nasılsa hepimizin gözleri önünde) sürdürdüğü belirtilen şahısların sorumlu olduğu beyan edilmiştir. Olayın etik çarpıklığı bizce de tartışılamaz ; Kaş’ta tüm kapıların önünde açıldığı milli sporcu kimliği ile Derya Can’ın ilk andan itibaren bu insanlarla arasına mesafe koymaması ve hatta ihbar etmemesi bizim tarafımızdan kabul edilemez bir davranıştır. Bu düşüncemize rağmen KASAD üyeleri olarak, milli sporcununun beyanlarına, emeğine ve çalışan ODTÜ SAS ekibine saygımızdan, çalışmaları negatif etkileyecek bir engellemede veya davranışta bulunmamış, ve tepkilerini zıpkın balığını alan lokantalara ve satan kaçak avcılara yöneltme kararı alınmıştır. Sn. Ucuzal tarafından özür dilenmesi ve bu münferit olayın tekrarlanmayacağının, ve basın duyurularında Kaş koruma bölgesi hakkındaki hassasyetlerini bildireceklerinin söylenmesi, Sn. Ucuzal kontrolündeki rekor çalışmaları sırasında olayın üstüne gidilmemesine vesile olmuştur.

Etik konulara gelince ; yerel paydaş balıkçıların teknecilerin ve dalıcıların bir konsensüs halinde sahiplendikleri bir koruma ortamında sporcu kimlikli şahsiyetlerin amatör avcılık aktivitelerini, bu konsensüsün anlamını kavrayamadan ve Kaş’ın özel koşullarını görmezden gelerek sürdürmeleri çok üzücüdür. Bu “sporcuların” koruma bölgeleri hakkında etik değerleri eğer varsa, bizden çok farklıdır ve yönetmeliklerle sabit olan “haklarını” sonuna kadar kullanmaktadırlar : Derya Can’ın da “amatör” avcılk şeklinde nitelendirerek koruma bölgesi içinde zıpkın avcılığı yaptığını kabul ettiği kulağımıza gelmiştir. Derya Can’ın içinde bulunduğu tekne Sahil Güvenilk tarafından incelendiğinde “ 3 kişi – 3 balık“ olarak, suürünleri avcılığına yasak alanlar dışında birlikte amatör avcılık yaptıklarını beyan etmişlerdir. Bu balıkların nerede (olanakları dahilinde mutlaka koruma bölgesi içinde) yakalandığı belirlenemediği için beyanları esastır, ama her ne amaçla ve neresinde olursa olsun koruma bölgesinde zıpkınla avcılık yapılmasının tarafımızdan sempatiyle veya toleransla karşılandığı düşünülmesin.

Sporcunun yardımcıları tarafından Kaş’ta yapılan kaçak sualtı avcılığı ve lokantalara satılması konusunda tutumumuz göz ardı edici olamaz. Bölgenin tüm paydaşlarının geleceğine tecavüz niteliğinde olan bu olay cezalandırılmalıdır. Bu olayın varlığı Sn. Can ve arkadaşları tarafından da kabul edilmiştir. Kaş’takı tartışmalar sırasında şahitler önünde yapılan beyanlarda rekor denemeleri öncesindeki kaçak balık avcılığının 65 kilogramlara varan bir miktar olduğudur ve alıcı lokanta adresi de bellidir. Balıkçılığa kapalı alanlardaki dalışlar sırasında gözlemlenen orfoz popülasyonundaki azalma ise başka bir şüphe konusudur. Nerede yakalanmış olursa olsun, zıpkın ile alınmış balıkların restoranlara servis edilmiş olması ise maalesef “belgesi olmayan” adli bir konudur; bu konunun üzerine gidilecek ve Sn. Kaş Kaymakamı ile olan ilk randevumuzda da tekrar gündem maddelerinden olacaktır. TSSF tarafından sporcuları Sn. Can ve arkadaşları hakkında gerekli soruşturmanın açılması ve suçun sabit olması durumunda yerel resmi başvurularda kullanılabilecek ifadelerin tarafımıza iletilmesi çok önemli olacaktır.

Kaş’ta dalıcılar, balıkçılar ve denizciler tarafından ortak bir metin hazırlayarak, yasak avcılık metodları ile veya amatörce avlanan balık ve diğer ürünlerin satılmasını engellemek konusunda duyarlılığımızı belirten yazının mülki amirlere verilmesi ve tarafımızca lokantacılarla konuşarak kendilerine boykot uygulayacağımızın belirtilmesi üzerinde çalışacağız. Siz sualtı dostlarının bu tepkilerin sonuca ulaşması için tam gücünüzle destek vererek, tüm dalıcı müşterilerinizi ve arkadaşlarınızı da söz konusu olabilecek tepki ve boykot hareketlerine katılmaya teşvik etmenizi rica ediyoruz. Talep oldukça arz olacaktır, ama biz dalıcılar boykot hareketlerimizle yerel sonuçlar alabiliriz. Zıpkın balığı yemeyi reddederek lokantaları terkettiğini bildiğimiz dostların gözlerinden öpüyoruz.

Bu konunun kişisel tepkiler ile zıpkıncı/dalıcı polemiklerine dönüşmeden, kurumsal yerel tepkimize ve TSSF’in olayın üzerine gitmesine odaklanalım.

Gönülden desteklediğimiz Sualtı Araştırmaları Derneği’nin yönettiği “Sorumlu Amatör Balıkçılık Projesi” nin sergilediği etik değerlerin tüm avcılar tarafından benimseneceğini umuyoruz.

Bizi mavisine mahkum eden sualtında, etik değerlerin en önde olacağı bir ortamda mesleğimizi ve hobilerimizi icra edebileceğimiz günlerin özlemiyle, ve yaşam sevincimiz laik Cumhuriyet bayramımızı tekrar kutluyoruz.

KASAD Yönetim Kurulu

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !