Alanya Yatçılar ve Gezi Tekneleri Deniz Yolcu Taşıma Kooperatifi Başkanı Yusuf Demirel, “Memnuniyet turizmin parolası ama bu paralo değişti, memnuniyet olayını askıya aldık. Gerek hizmet, gerekse beyin olarak gerilerdeyiz” dedi.
Alanya Yatçılar ve Gezi Tekneleri Deniz Yolcu Taşıma Kooperatifi Başkanı Yusuf Demirel yaptığı açıklamada; “Koopratifi 2005 yılında kurduk, 2006 yılında ilk faaliyetimiz tahtid kararı oldu. 77 tekne olarak karar alındı. Bazı tekneler birleşerek şu an 67 teknemiz var. Büyük teknelerin çoğu aventelerle çalışıyor, acentenin kapasitesi nedeniyle büyüdü. Ama bence büyüme o kadar iyi değil büyük tekne ile 200-3200 kişiyi sıkıştırıyoruz. 300 kişiye nasıl servis verilir. 300 kişi aynı anda denize girse düşünün. Bence üst üste tekneye bindirmenin esprisi yok. Büyüdüğü zaman gemi sınıfına giriyor, yat sınıfından çıkıyor. Oysa bizim ahşap teknelerimiz Avrupalı için nostalji geliyor. Şimdi büyük tekneler ahşap ve saç oluyor. Sektör olarak bi rarada olsak holdingin biz. Turistin geldiği seneler 7 bin yolcu alıyorduk. 7 bin yolcu büyük bir rakam. Ama sektör bir arada olmadığı için potansiyeli doğru kullanamıyoruz. Elimize yüzümüze bulaştırıyoruz, işin garip tarafı. İnsanların para kazanması gereken bir sektör iken yerlerde sürünen bir sektör haline geldik. Şu an ki çalışmalarımız bunun üzerine. Sektörde hizmet kalitesini artırmak istiyoruz. Biz turiste misafir gözüyle bakarız, işin etik olayı budur. Memnuniyet turizmin parolası ama bu paralo değişti, memnuniyet olayını askıya aldık. Gerek hizmet, gerekse beyin olarak gerilerdeyiz. Genel anlamda konuşuyorum, ama sektörümde de durum böyle. Yatçılığa başladığımızda turiste şiş kebabından balığa, deniz balığı, salatanın en güzeli ile hizmet veriyorduk ama şuan verdiğimiz hizmeti anlatmak bile istemiyorum” diye konuştu.
‘Denizcilik bölümü açılmalı’
Demirel “Zamanında Alanya’da meslek okulunda güverte sınıfı, denizcilik bölümü açılması için çok uğraştık. Bir tek bizim alanya’da ekmik. Manavgatta, antalya’da deniz lisesi var. Denizin gerçeği, denizcilik ve bunu gözardı edemeyiz. Deniz ekonomik bir sektör; turizme katkısı olan bir sektör. Teknelerimizde çalışanlar balıkçılıktan gelme, bizim işimiz farklı. Bu iş çok farklı. Alanya’da tekne standardımız çok iyi ama kalifiye eleman bulamıyoruz. Yapacağımız çalışmalarla bunların önüne geçmek istiyoruz” dedi.
‘İskelede yatçıyız diyemiyoruz’
Demirel şöyle devam etti: “21. yüzyıldayız, herşey teknoloji ve sistemle yürüyor. Bizim en büyük sıkıntımız ise sistemsizlik. Oysa standları kur, koy başına elemanı. Çok müşteri kaçırıyoruz. Projeleri 5 yıl önce hazıradım ama hayata geçirmek mümkün olmadı. Kendi içimizde bile istemeyen var. Oysa bu sektör iyi giderse bizim yüz akımız olur. Göğüsümüzü gere gere diyemiyoruz “Biz bu işi yapıyoruz” diye. İmaj yerlerde sürüyoruz. Bu işin namusunu kurtaralım diye uğraşıyoruz.”
‘Tel örgülü hapishane gibi’
İskele’nin tel örgüyle çevrilmesi hakkında görüşlerini de açıklayan Yusuf Demirel “Tel örgü hapishane görüntüsü veriyor. Alanya Limanı 2012 yapılında hazırlanan bir raporla güvenliksiz liman ilan edilmişti” dedi. Demirel şöyle dedi: “3-4 yıl önce proje hazırlattık. Sayın Gökhan Sipahioğlu hazırladı. Balıkçılar Kooperatifine limanı aldıktan sonra verdik, buyrun uygulayın dedik. Projede herşey var. Bilet satış nostası var. Bizim limanımız güvenliksiz liman. 2012 yılında valilik bu konuda genelge yayınladı, çalışma yapılmasını istedi. Bu çalışma yapılma güvenlik noktasında bir nebze olsun düzenleme olurdu. Olması da gerekir.”
’11 kurum çalışmalı’
Yusuf Demirel, iskele bölgesinde sorunların çözümü için ilgili kurumların yeterince sorumluluk almadıklarını söyledi. Demirel şöyle dedi: “Bizim hazırladığımız projeye göre İskelede 11 kurumun çalışması gerekir. Ancak hiç birisi görev yapmıyor. Şu an sadece Sahil Güvenlik görev yapıyor. Tüm bunların görevini sahil güvenlik yapıyor. Sahil güvenliğin görevi bu değil. Onların görevi kıyıları korumak sahil güvenlik geliyor, sigortasız işçi var mı diyor. Sahil güvenlik maliyenin, belediyenin bile görevini yapıyor. Oysa proje olsa tüm bunları kooperatif yapar. Direkt bana gelsin sorsunlar. Ama biz biraraya gelemiyoruz. Kontrol sistemi yok, denetim yok.”
Kaynak: Deniz Haber