Hatırlatmakta yarar var; TSSF ; Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nun baş harflerinden oluşmuş bir kısaltma, bir rumuz’dur. Dolayısıyla; TSSF ailesi denildiğinde bu kurumun içinde görev alan, mesai harcayan kişiler anlaşılır.
Bu nedenle TSSF ile bu kapsam dışında ilişkisi olan sporcular, eğitmenler,dalıcılar, dalış merkezleri vs.’ TSSF ailesinin değil, ülkemizdeki sualtı toplluluğunu ailesinin birey ve kurumlarıdır.Bu birey ve kurumlarla yapılan görüşmeler , TSSF ailesi (!) dışında kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler olmayıp, tam tersine doğrudan sualtı ailesi ile yapılan görüşmelerdir.
Ancak , başkanlığa aday olacak birinin plan ve programlarını paylaşması gerekir. Ama bu paylaşımı sadece Sn. Cambazoğlu değil, Sn. Obruk’da henüz yapmamıştır.
Özellikle , Sn.Harun Sevinç’in 2001 yılında 3. dönem başkanlığa adaylığını koyup ,seçildikten sonra, buna tepki koyup, “fahri görev kapsamında bir kişinin 12 yıl görev yapmasının nedeni ne olabilir?” diye soran ve yeni dönem için yeniden başkan adayı olduğunu açıklayıp kendisi 12 yılı doldurmayı hedefleyen Sn. Obruk’un bu açıklamayı herkesten önce yapma zorunluluğu vardır.
Hem de sadece TSSF ailesine değil, tüm camiaya…
Saygılarımla,