Yaşayan Marmara sualtı görüntüleme yarışması 6 Temmuz 2013 tarihinde Yassıada’da yapıldı. Yassıada’da uzun zamandır dalmamış olduğumu da antrenman ve yarışma dalışları sırasında iyice idrak ettim 🙂 hem soğuğu hem de değişik canlı yapısını unutmuşum. Ha bu arada yazının İngilizce başlığı neden Living Marmara değil de Surviving Marmara derseniz çünkü öyle der geçerim.
Neyse uzun zamandır görmediğim dostlarımı görmek yarışmanın en büyük artısıydı, antrenman dalışları çok güzel bir havada ve sakin bir denizde gerçekleşti, tek problem derinde 12 derece olan su sıcaklığıydı. 3mm elbise üzerine 2.5mm shorty ile 24 metre derinliğe indiğimizde ruhumun donduğunu hissettim. Bir kaç kare fotoğraf için çabaladıktan sonra dayanamayıp nispeten daha sıcak olan sığ sulara geldik. Antrenman dalışlarının soğuk dışında zor bir tarafı yoktu diyebilirim. Bir kaç konu için dolaştıktan sonra 1cm boyunda bir keşiş yengeci buldum.
Aynı şekilde oldukça fotojenik horozbinalar boy gösteriyorlardı sağda solda. Horozbinaları fotoğraflamak görece olarak daha kolay çok meraklılar ve kamera önünden kolay kaçmıyorlar. Yassıada sularında çeşit çeşit deniz yıldızı var bunların tentakülleri de süpermakro fotoğraflar için oldukça iyi konu oluşturuyor. Yarışmada da buna benzer kareler yakalamak niyetindeydim.
Bir gün sonra yarışma vardı, son dakikada dahil olduğum için benim ve badimin tüplerini de kendimiz temin etmek durumunda kaldık, Allahtan Weekend Divers dalış okulundan Sn. Ertan Şide hocam imdadımıza yetişti ve ondan aldığımız 4 tane tüp ile yarışmaya katılmamız mümkün oldu. Yarışma günü antrenman sırasındaki tatlı havadan eser yoktu tabii, 5-6 şiddetinde hava suları bir oraya bir buraya taşıyordu, yaklaşık 6 dalgıç Yassıada iskelesine bağlanmış iki teknede dalış hazırlıklarını yapıyorlardı. Bir süre burada faaliyet gösteren balık çiftliğinin kafesleri denizde terk edilmiş gibi durmakta, çiftliğin iki kurt köpeği de dalıcıların arasında dolaşmakta ya da yattıkları yerden olan biteni seyretmekteydiler.
Dalış hazırlıklarımızı tamamlayıp Marmara’nın buz gibi sularına atladık, ilk beş dakikadan sonra suyun soğukluğuna alışıyor insan hem bu sefer üzerimde 7 mm elbise var ve daha az üşüyorum. Ancak o kadar fazla dalga ve akıntı var ki fotoğraf çekmek için bir noktada durmak imkansız, bir karides görüyorsun, hoop sen makineyi kaldırana kadar gözden kayboluyor. Keşiş yengecinden de eser yok, iskele altı ise Esenler otogarı gibi, herkes geniş açı için oraya toplaşmış, bir kısmı da iskele bacağındaki 1 cm boyundaki beyaz sarı anemonları fotoğraflamak için uğraşıyor. Bu durumda antrenman dalışlarında gözümüze kestirdiğimiz konuların peşinden dolaşıyoruz, makine single servo focus modunda kalmış bir türlü odaklayamıyor. Sonunda 60 dakikalık dalışın son 4 dakikasında aradığım konuyu gördüm.
Ölü bir deniz kestanesinin kabuğundan çıkan deniz yıldızı hem çok iyi bir arka fon ve dokuya sahipti hem de yaşayan marmara konseptine uygundu. 105mm F2.8D Micronikkor lens ve Subsee +10 diopter ile çift YS110a flaşı manuel ayarlarda kullanarak çektiğim bu fotoğraf genel sıralamada bana altıncılık getirdi. Bir dahaki yarışmaya daha iyi sonuçlar almak için deneyimler hanemize bir çizik daha attık.
Namaste,
Aziz Saltık
justaddwater2001@gmail.com