TEMA Vakfının yürütmekte olduğu Katılımcı Nehir Havza Projesi 💧(KNHP) kapsamında hem farkındalık yaratma hem de Söke’nin gerek tarımsal gerek sanayi işletmelerinde kullandığı, binlerce yıllık bir geçmişten bugüne toprağını bereketlendirmiş Büyük Menderes Nehrinin ilçemiz sınırları içindeki yatağını inceleme, gözlemleme fırsatı bulduk…
🍁Kurumuş bir dere yatağı, madenlerden gelen maden tozları,kasktan terlige, gübre çuvallarından tarımsal kimyasalların kutularına, pet şişelerden klozetlere, koltuklardan pestisit kutularına, odundan çer çöpe,hatta küçükbaş hayvan leşine kadar,ne ararsanız her şey vardı.🤔😳
💧584 kilometrelik uzunluğu ile bölgemizin en uzun nehri olan, yolculuğuna Afyon’un Dinar İlçesi’nden başlayıp Denizli ilini geçen, kıvrıla kıvrıla süzülerek geçtiği yerleri bereketlendirip Aydın ovasına, ardından Söke’ye ulaşarak denize dökülen, Isparta, İzmir, Manisa, Kütahya ve Muğla’dan katılan kollarla birlikte kurduğu geniş su ağı ve 26.009 km2’lik alanıyla Ege Bölgesi’nin en büyük ve zengin nehir havzası Büyük Menderes Havzasının son bölümü karşımızdaydı…
📌Kötü görüntüleri bir süreliğine de olsa bir kenara bırakıp, Havzamızla ilgili bilgilerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Havzamız:
Kuzeyde; Samson Dağı, Cevizli Dağı, Elma Dağı ve Murat Dağı,
Doğuda; Sandıklı Dağları
Güneyde; Madran Dağı,
Babadağ ve Bozdağ, Batıda; Ege Denizi ile çevrilidir.
Havza, Ege ve İç Anadolu arasında adeta bir köprü gibidir.Geniş dağ sistemleri arasında kalan Büyük Menderes Ovası,
Akdeniz’in ılıman ikliminin Havza’nın iç kesimlerine kadar girmesine ve bu özel konumuyla iklim çeşitliliği yanında habitat ve tür çeşitliliğinde zenginlik yaratır.
Yüksek dağlardan, ovalara inen, kıvrılan ve sonunda Ege Denizi ile buluşan Menderes Nehri, tarih boyunca hem ormanlar, makilikler, sulak alanlar gibi biyolojik çeşitlilik sunmuş hem de birçok farklı yaşam alanının ve de medeniyetlerin ortaya çıkışında etkili olmuştur.
📌Zengin habitatların olduğu havzamızda çeşitli statülere sahip 10 korunan alan vardır.
📌3 milyona yakın nüfusu ile
Türkiye’nin en kalabalık havzalarından olan büyük Menderes havzasında ki alanlar:
1•Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası
Milli Parkı
2• Honaz Dağı Milli Parkı
3• Bafa Gölü Tabiat Parkı
4• Akdağ Tabiat Parkı
5• Işıklı Gölü Sulak Alan Koruma Bölgesi
6• Afyon Sandıklı-Akdağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
7• Denizli Çivril- Akdağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
8• Karakuyu Sazlıkları Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
9• Muğla Yılanlı Çakmak Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
10• Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesidir.
📍Havza’mızın yukarı kısmında;
Dinar, Sincanlı,
Çardak,Çivril, Baklan ve Kaklık Ovaları,
📍Havza’nın orta kısmında; Sarayköy, Tavas ovaları,
📍Havza’nın aşağı kısmında; bir taşkın alanı olan Büyük Menderes Ovası yer alır.
Havza’nın sunduğu iklim koşulları, tarımsal ürün çeşitliliğini beraberinde getirir.
📌Ülkemizde üretilen pamuk, incir, üzüm🍇, mısır 🌽 gibi endüstriyel üretime yönelik tarımsal ürünlerin yarısından fazlası Aydın ve Denizli’den sağlanır.
📌Büyük Menderes Ovası, Aydın, Söke, Yenipazar, Koçarlı, Karpuzlu, Çerkez ve Çine Ovaları’nı kapsar.
📍Havza’nın aşağı kısmında yine geniş, verimli Yatağan Ovası ve Havza’nın Ege Denizi ile birleştiği nehir
ağzında Balat Ovası (Büyük Menderes Deltası) göze çarpar.
📌Akdağ ve Batı Anadolu Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Honaz Dağı(2.571m) nı barındıran Büyük Menderes Havzası, geçirdiği jeolojik evrim itibariyle; deniz, tatlı su, dağ gibi farklı oluşumlara ev sahipliği yapmaktadır.
📌Havza’nın çeşitli iklim koşullarına sahip olması, zengin biyolojik çeşitlilik değerlerini de beraberinde getirirken, yayılışı kısıtlı ve endemik türlere yaşam
olanağı sunar.
📌Büyük Menderes Deltası, Akdeniz martısının🕊 Türkiye’de ürediği az sayıdaki alandan biridir.
Havza için önemli türlerden olan küçük
kerkenez(Falco naumanni) yazları, Flamingolar (Phoenicopterus ruber) kış aylarında büyük sürüler halinde (şimdilik) gözlenebilir.
📍Büyük Menderes Deltası, hassas tür olarak kabul edilen ve dünyada sadece 4.350 – 4.800 çift kalmış olan Tepeli Pelikan (Pelecanus crispus)’ın üreyip kışladığı önemli alanlardandır. Havza’daki
diğer önemli alanlardan biri olan Işıklı Gölü’nde de son yıllarda bu endemik kuş türüne rastlanmıştır.
📌Havza, nadir endemik türler barındırmaktadır. 🌺Aydın ölmez çiçeği (Helichrysum heywoodianum),
🌻Anadolu ebegümecinin (Malope anatolica),
🌼Tüylü
çan çiçeği (Campanula tomentos),
🐟kababurun balığı (Chondrostoma
meandrense), Yılan balığı (Anguilla anguilla), bir tür ters lale olan (Fritillaria milasense) havza da yayılış gösteren bu nadir bitki ve hayvan türlerindendir.
📌Havza, nesli tehlike altında olan ve dünyada sadece güneybatı Anadolu’da
yayılış gösteren, siklamen cinsi olan Cyclamen mirabile’yi,
📌nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan sığla(Liquidambar orientalis) ağacını da barındırır.
📌Tarihin ilk dönemlerinden bu yana bu denli önemli ve suyunun, toprağının bereketiyle göç alan Havzamız, Türkiye’nin en kalabalık 7. havzası durumundadır.
📌Havza topraklarının neredeyse yarısında tarımsal üretim yapılmaktadır. Kestaneden incire ülkedeki toplam üretimin yarısı, zeytin üretiminin %20’si havzadan
sağlanmaktadır.
📌Havza da temel sanayi sektörlerini; tekstil, deri, cam ve gıda (incir işletme, zeytinyağı üretimi) sektörleri oluşturur.
📌Göç almanın yoğun yaşandığı havzamızda: çimento, atık kağıt, biyokütle, termik santral, taş ve maden ocakları, seramik, tekstil, deri işletmeleri/ fabrikaları ile toprağa zehirli ağır akışkan bırakan, havaya zehirli gazlar salan jeotermal santrallerine kadar suya ihtiyaç çok fazladır.
📌Evsel kullanım için gerekli içme suyu, tarımsal üretim için sulama ve endüstriyel kullanım için gerekli suyun çoğu Menderesten ve yeraltı su kaynakları ile yine Menderesin kollarından beslenen barajlardan sağlanması durumu vardır.
📌Havza’da yaşayan her canlının, bireyin, topluluğun ve
ekonomik birimin öncelikle temiz ve erişilebilir su
kaynaklarına gereksinimi varken; nehrin doğduğu noktadan,
denize döküldüğü yere kadar, insan etkilerinin ne denli çok kötü olduğunu,
, tarımsal ve endüstriyel
kirliliğe maruz kaldığını çok küçük bir bölümde bile gözlemlemek başta da belirttiğim gibi bizi çok üzdü.
💧Suyun sıcaklığı, suda çözünen kimyasallar, akış hızı gibi fiziksel ve kimyasal özellikleri sucul canlıların ölümcül etkilenmesine yol açacağı bilinen bir gerçek ki geçen yıl ve ondan önceki yıl toplu balık ölümlerine tanık olmuştuk.🐠🐟
📌Sudaki gördüğümüz atıklar yanında nehire karışan atık suların ,nehir, göl, baraj gölü sularına karışması, çözünmüş oksijen ve güneş ışığının girmesinin engellenmesi yanında suyun rengini değiştiren kimyasal maddeler, bulundukları ortamdaki canlılar için
doğrudan toksik etki yaratabilir ve onu kullanan yiyen insanların sağlığını olumsuz yönde etki edebilir.
📌Aşırı su kullanımı nedeniyle su seviyesinin
değişimi, suyun evsel atıklarla kirlenmeye
başlaması ve yoğun pestisit kullanımı, canlı yaşamını, türlerin varlığını
tehdit etmektedir. (Tepeli pelikan, pasbaş patka, kerkenez, aladoğan ve kuzgun gibi sulak alan çevresinde yaşayan ve
pestisit kirliliğinden etkilenmesi muhtemel
kuş türler).
📌Büyük Menderes Nehri, Havza’nın yukarı
kısmından Ege Denizi’ne ulaştığı deltaya
kadar kentsel, endüstriyel ve tarımsal kaynaklı
kirliliğe maruz kaldığını duyuyor, suyun kalitesinin düştüğü biliyorduk ve bunları farketmek için analiz yapmaya bile gerek kalmamış olduğuna şahit olduk.
📌Tarımsal sulamada bile kullanılamayacak, tarımsal verimin düşmesine, balık ölümlerine ve ekolojik dengenin bozulmasına neden olacak kadar kirli bir su ile karşı karşıyaydık.
📌Tarihin derinliklerinden bu yana havzamıza büyük zenginlik kaynağı olan akarsu için en kısa zamanda su kullanımının ve talebinin yarattığı
sorunları ve baskıların masaya yatırılması gereklidir.
Suyun bu coğrafyada yarattığı değerin devamlılığı sağlanırken ekolojik ve sosyo ekonomik sorunların üstesinden gelmek için; Suçıkan Mevkii’nden Menderes Deltası’na ulaşana kadarki
yolculuğu boyunca hem bereketi hem de kirliliği taşıyan Menderes’i iyi bir geleceğin beklemesi için, daha doğrusu gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir çözümü göz önünde bulundurarak,
yenilenebilir bir kaynak olan suyun sürdürülebilir kullanımını planlamak, önlemleri almak gerekmektedir.
📌Günümüzün hızlı ve orantısız tüketimi,
hızla artan dünya nüfusu ve su talebiyle birlikte ekonomik, politik ve çevresel konularda tatlı su ekosistemlerinin sağlığının ve sundukları yaşamsal hizmetlerin devamlılığının sağlanması gerekmekte.
📌Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının tahsisi, korunması, yönetilmesi
ve geliştirilmesine bütüncül bakma zamanı gelmiş ve de geçmektedir. 📌Sosyal, ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirlik için; suyu kullanan ve yöneten taraflar bir araya gelerek:
✅Kaynak koruma, Taşkın yönetimi, Kirlilik kontrolü ve Biyolojik çeşitliliğin korunması, Ormancılık, Tarım, Enerji, Sanayi, Madencilik, Kentleşme,Turizm v.b. başlıklardaki
farklı sektörel kullanımların havzadaki
ekosistemlere ve biyolojik çeşitlilik üzerine etkileri dikkatle araştırılmalı, havza planlarında olası tüm yatırım kararları;
çevresel, sosyo ekonomik etkilerini de irdelenerek alınmalıdır.
✅TEMA Vakfının yürüttüğü cozum ortaklarinin da olduğu, Katılımcı Nehir Havza Projesi ile; kamu, özel sektör, ilgili STK’lar ve vatandaş farkındalığının artırılması,suyu yöneten, kullanan tüm taraflar açısından yaygınlaştırılması,bütüncül su politikalarının oluşturulması hedeflenmektedir.
✅Havzamızı temel alan inceleme gözlem çalışmamızda çok yorulduk ama dolu dolu bir etkinlik oldu. Ne çok bilgi edindik.
Etkinlikte, bilgisi ve birikimi ile tam bir gönüllülük duygusu ile bize kılavuzluk eden EKODOSD Derneği Başkanı Sn.Bahattin Sürücü ve yardımcısı Sn.Yaşar Ergenç’e teşekkürü borç bilirim.Yürekten teşekkürler.
🎯Etkinlik Katılımcı listesi:
*TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir,
*TEMA Vakfı Söke İlçe Sorumlusu Ömriye Demirkol,
*TEMA Vakfi Davutlar Mahalle Sorumlusu Sibel Kocaman,
*TEMA Söke İlçe sorumluluğu aktif gönüllüsü Ali Makal,
*EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü
*Yaşar Ergenç
Yorulduk ama dolu dolu bir etkinlik oldu. Ne çok bilgi edindik.
Sibel Kocaman
#umutyeşertiyoruz
TEMA Vakfı Kuşadası Davutlar Mahalle Sorumlusu