Üç Adalardan ilginç bir Vatos hikayesi

1999 sezonunun sonlarına doğru , artık akıntılar ve rüzgarlar iyice düzene girince Üç Adalarda dalışın en keyifli zamanları başlamıştı. Akıntı ve dalga yüzünden çok sık gidemediğimiz Martı Adası dalış noktasını akşam dalışı için kararlaştırmış , resifin kumluk ve basamaklı inişlerini müşterilere anlatmıştık. En derin yeri 32 metre olan resif teras yapılı inişlerden oluşur. Çoklukla sardalya sürülerine ve onların peşindeki akyalara rastlamak bu zamanlarda dalışı çok daha keyifli hale getirir. Görüş 30 metrenin üzerindedir ve orfozları çok uzak mesafelerden fark edip ekipteki diğer dalgıçlara göstermek mümkündür.

Her şey bu kadar güzel olunca dalış lideri ‘’ balık görmesem de dalış kendini kurtarır nasılsa‘’ diye düşünür. Oysa bu dalış bize çok daha fazlasını hazırlamıştı.

Deneyimli dört Alman dalgıcımı alıp dalışıma başladım. Yavaş ve sorunsuz bir şekilde resifte ilerleyip 15 metre civarında , gösterebileceğim bir şeyler aramaya başladım.

İlerde kumlu teraslardan birinin üzerinde çevredeki yapıdan farklı olan ama bildiğim hiçbir tanıdık canlı profiline de benzemeyen büyük ve geniş bir yapı dikkatimi çekti.

Grubu çabukça kontrol edip tüm dikkatimi bu yapıya vererek yavaşça yaklaştım. Ayrıntıları ortaya çıkınca bu şekilsiz yığının , üst üste duran üç Vatos olduğunu şaşkınlıkla gördüm.

Vatoslardan biri o güne dek gördüklerimin en büyüklerinden biriydi.Tahminen çapı 2 metreye yakın olmalıydı. Hemen kanadının altında ondan biraz daha küçük bir tane ve ikisinin de yanında ve yine kanat temasında en küçükleri olan bir vatos vardı.

Bu üç vatosun dinlenirken oluşturdukları görüntü bizi büyülemişti. Bir gözüm Vatoslarda , grubumu tam olarak görebilsinler diye bir yay oluşturacak şekilde kuma diz çöktürdüm. Henüz yerleşmiştik ki en büyük Vatos bizi fark etti ve devasa gövdesini yavaşça havalandırıp iki kanat darbesi ile mavi derinlikte süzülüp kayboldu. Ardında biraz kum kaldırmıştı. Ortanca Vatos bu hareketlilikten huzursuz olmuştu ama tam olarak kalkmak yerine olduğu yerde kanat vuruyor sanki ne yapacağına karar veremiyordu. Sonunda havalanıp başımızın üzerinden arkamıza doğru yüzerek uzaklaştı.

Artık havalanan kumların arasında en küçük vatos kalmıştı ve gitmek için uğraşıyor ancak çevredeki kayalardan bir türlü çıkışı bulamıyordu.
Biz ufaklığın bu çabasını seyrederken kısa bir süre sonra başımın üzerinden ve nerdeyse bana dokunarak geçen bir karartı fark ettim. İlk anda benim gruptan biri yükseliyor zannettim. Ancak hemen önümde zemine doğru süzülünce bunun az önce arkamıza doğru uzaklaşan ortanca vatos olduğunu nefesim kesilerek fark ettim . Bizim onca kalabalığımızın ve kabarcıklarımızın arasından hiç duraksamadan geçmiş , küçük vatosun doğruca altına girmişti.

Gözlerimizi bile kırpmadan seyrettiğimiz bu sihirli anda küçük vatosu kanatlarının üzerine alarak , havalanmış kumların arasından yavaşça çıkıp, büyük vatosun yüzüp kaybolduğu yöne doğru süzülüp gitti. Öylece kalakaldım.

Bu bir kurtarma operasyonumuydu?
Böyle tanıklıkların ardından dalıştaki herkesin birbiri ile göz göze geldiği ve durumun inanılmazlığını paylaştığı anlar vardır. Bizimki oldukça uzun sürmüştü.

Bu dalışı hala tüm sıcaklığı ile hatırlarım.
Bilmiyorum , buna benzer korumacı bir hareket normalmidir.? Vatoslarda buna benzer grup davranışı diğer bireye sahiplenme varmıdır.?
Açıkçası işin uzmanları dururken aklımdan geçen tahinleri burada yazıp bilgiçlik yapacak değilim.

Ancak bir konuda laf edebilirim .
Aynı yerde kaç kere dalarsanız dalın , her dalış ayrı bir deneyimdir ve size ne sürpriz hazırladığını asla bilemezsiniz.
İşte bunun için de çok güzeldir zaten.

Uğur Ergen
info@derindivingcenter.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !