Türkiye Dalış Merkezleri Birliği

Sayin/sevgili Bedri Sincar:

Hukukumuza güvenerek size ikinci tekil şahısta hitap etmek isterdim ama yanlış anlaşılmasın diye yapmıyorum. Karşı karşıya gelmiş, dertleşmiş, problemlerimizi konuşmuş, destek görmüş ve vermiş, saygıyla selamlaşmış insanlarız, meslektaşlarız. Size bu yazımdan önce bu sabah elimize geçen yazınızdan dolayı cevap veren, Ateş, Hakan, Yusuf, Armağan ve Asutay gibi beni ve 300’e yakın diğer meslektaşlarınızı da kırdınız. Yazınızda talihsiz sıfat ve terimlerle eşleştirdiğiniz grubun içinde siz daha sualtıyla amatörce ilgilenirken hayatını bu işten kazanan, federasyon görevlisi olarak yıllarca çalışmış, bu topluluğa emek ve yıllarını vermiş insanlar var…

Dostlarım biraz anlayış istiyor, ama ben kurduğumuz Türkiye Dalış Merkezleri Birliği adına, saygı ve kaale alma, muhatap kabul etme de bekliyorum. TSSF’ye yakışacak olan da budur. Sizin de bu yazdıklarınızı cidden düşündüğünüzü zannetmiyorum, problemlerin siz de farkındasınız. Geçmişteki bazı hataların tekrarlanmayacağını umuyoruz.

Yıllarca problemlerimizi TSSF bünyasinde çözmek için çalıştık, karşılıklı saygı içinde yazışmalar, itirazlar, savunmalar, tartışmalar, toplantılar, sohbetler ve 1 çalıştay yaşadık. Sn. başkanımız İnkilap Obruk ve 8 yıllık başkanlığı süresince kendisine ve değişen muhtelif yönetim kurulu üyesi arkadaşlara derdimizi anlatmaya çalıştık. Dinlediler ama birşeyler yapamadılar veya yapmadılar… veya hangi bürokrasilerden dolayı neden yapamadıklarını açıkladılar. Enteresandır ki bu arkadaşlardan bazıları aramızda, hala bu konuları çözmeye çalışıyorlar ama şimdi TSSF dışından, yine meslekdaşlarının arasından. Lütfen elinizi kalbinize koyup hangi problemleri çözebildiğinizi ve kırmmzı çizgilerinizi düşünün, olaylara devamlı olarak ayrı pencerelerden baktığımızı kabullenin.

TSSFnin CMAS ile yaptığı izdivacın dayanılmaz ağırlığını ve TSSF yönetim kadrosunun kırmızı çizgisi haline gelişini, zararlarını yaşadık yaşıyoruz. Çalıştayda bu kırmızı çizgi tartışılmadı bile ve muhalif görüşleri savunanlar ön sıralardan gelen “yuuuuuhhhh!” seslerine bile maruz kaldılar. Diğer kırmızı çizgilerinizi de kaydettik. Bu muydu çalıştay? Sizden önceki bir dalış merkezleri sorumlusunun rekabeti kırma ciniği olan ve çalıştay sonrası ağzımıza bir parmak bal çalmak üzere hafifletilen izin belgesi konusu bile sonradan her belgede yenilenecek halde karşımıza çıktı. Son şans çalıştay idi, meslekdaşlarınız sonuç beklediler, o da bir işe yaramadı. Ve artık gördük ki kendi problemlerimizi ancak biz çözeceğiz, ve seçtiğiniz profesyonellerce temsil edilmek istiyoruz.

Olaylara yaklaşımımızda hiçbir kurumu hedef almadık. Problem çözme ve değişiklik odaklıyız. Kendi kulvarında yüzmesi gerektiğine inandığımız TSSF’ye geçmişte her zaman olduğu yarışmalarında ve sportif uygulamalarında her türlü desteğe ve hizmete devam etmeye hazırız. Hukuki durum ve yönetmelikler ne gerektiriyorsa ona da uymak durumundayız; ama yönetmeliklerin de hayat şartlarına uymak ve yenilenmek durumunda olduğuna inanıyoruz. Gündeme gelmek bu ise, lütfen gündeme gelelim.

Bu davranışımız gayet demokratikçe meslektaşlarımıza sunulmuş bir öneri, bizi yöneten yönetmelikleri değiştirmek üzere bir çaba, bir federasyon tarafından yönetilmeyi artık istemeyen profesyonel şirketlerle sporcuların yöneticisi olması gereken bir federasyonun ayrılmasını amaçlayan, kanuni olmayan hiçbir yanı bulunmayan bir uğraşıdır. Bunu yapmaya karar verdik ve elimizden geldiğinde kanuni olanakları zorlayacağız. Haksızlığa uğradığını savunup TSSF’yi Rekabet kuruluna şikayet eden ve TSSF’nin savunma vermesini gerektiren mekanizma ne kadar kanuniyse bu da o kadar kanunidir.

Evet sevgili Bedri, meslektaşların olarak ve görevin itibariyle senden anlayış, saygı ve dostluk istiyoruz.


Murat Draman
SAD Denetim Kurulu üyesi
dragoman@eko-natura.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !