Son günlerde turizmde hep rakamları konuşur olduk…
“Bu kadar turist geldi, şu kadar konuk ülkemizde tatil yapıyor” diye gururlanmak isterken, turizmin gerçek yüzünü ortaya seren dramatik olaylarla içimiz yeniden yanıyor. İstanbul’da yaşanan akıl almaz bir trajedi, bir ailenin yaşamını elinden aldı; hepimize turizmin yalnızca rakamlardan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlattı.
Almanya’da yaşayan Böcek ailesi, ülkesini seven, Türkiye’yi gezip görmek isteyen sıradan bir aileydi. Bir haftalık gezi için İstanbul’a geldiler… Ne var ki bu ziyaret, henüz nedeni netleşmeyen ancak hijyen şüphesinin öne çıktığı bir facia ile son buldu.
Beşiktaş’taki bir restoranda yemek yedikten sonra rahatsızlanan 6 yaşındaki Kadir Muhammet, 3 yaşındaki Masal Böcek ve anne Çiğdem Böcek, hastanede tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Ailenin babası Servet Böcek ise hâlâ yaşam mücadelesi veriyor, entübe durumda. Hayata devam etse de bundan sonra nasıl bir ruh hali hayata devam edecek, düşündürücü…
Olay, Almanya’da da geniş yankı bulmuş durumda. Alman basını haberi manşetlerine taşıdı. Dışişleri Bakanlığı, aile üyelerinin Alman vatandaşı olduğunu doğrularken, İstanbul Başkonsolosluğu süreci yakından takip ediyor. Büyük medya kuruluşları—Spiegel, Stern, T-Online—haberlerinde ailenin İstanbul’da sokak satıcısından ve restorandan midye tükettiğini aktardı. Türk basını ise zehirlenmenin kumpir veya midyeden kaynaklanmış olabileceği ihtimalini öne çıkardı.
Facianın boyutu çok büyük.
Bu kadar kolay kaybedilen canlar insanın içini sızlatıyor.
Hatırlayalım…
Geçtiğimiz kış Kartalkaya’daki yangın faciasında ihmal yüzünden 78 canımızı kaybettik.
Depremlerde birçok otel yıkıldı ve gerekli önlemler alınmadığı için binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.
Şimdi de turizmin görünmeyen ancak en kritik başlığı olan hijyen karşımıza dev bir sorun olarak çıktı. Sokak lezzetleri, restoranlar ve konaklama tesislerindeki hijyen standartlarının ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya kondu. Denetimlerin yalnızca kağıt üzerinde kalmaması, zorunluluk değil bir bilinç haline gelmesi gerekiyor.
Yalnızca devlet eliyle yapılan denetimler yeterli değil. Bu işi yapan herkes, lokanta, restoran, otel, sokak satıcısı, kendi öz denetimini yapmak zorunda. Gelen her misafir, bizden en temel hakkı olan güvenli ve hijyenik bir hizmeti talep ediyor.
Çünkü turizm güven ister.
Turizm mutluluk, huzur, heyecan ister.
Eğer biz turizmin gündemine bu acı haberlerle geliyorsak, işimiz gerçekten çok zor. Rakamların arkasında saklanan insan hayatlarını görmezden gelemeyiz. Turizmin manevi boyutu, maddi başarıdan çok daha önemlidir diye düşünüyorum.
Bugün yaşanan bu acı olay, hepimize yeniden şunu hatırlatıyor:
Turizm önce insanla başlar. İnsan sağlığını, güvenliğini ve hayatını korumadan hiçbir başarı gerçek bir başarı değildir!
TURİZM DOSYASI – https://turizmdosyasi.com/turizmde-rakamlarin-ardindaki-aci-gercek-hijyen-ve-guven-sorunu




