Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Dr. Elif Ozgur

Tufan Dağıstanlı’nın imgesinde Antalya…

Denizden dağlara, kültürden tarihe kentin sanata yansıyan yüzü: Tufan Dağıstanlı’nın imgesinde Antalya…

Bir kent düşünün, doğudan batıya sınırları sularla belirlenmiş. Bir kent düşünün, güneyden kuzeye sınırları deniz ve dağlarla belirlenmiş. Bir kent düşünün; dağıyla, deniziyle, balığıyla kuşuyla dünyanın en şanslı coğrafyalarından birine sahip olsun. Bir kent düşünün; tüm bu değerleri imgesinden damıtıp sanatın yaratıcı gücüyle harmanlayarak o kentin insanına anlatan bir sanatçıya sahip olsun…

Bu şanslı kent elbette Antalya, bu derinlikli sanatçı ise elbette bu kent için büyük bir şans olan Tufan Dağıstanlı.

Tufan Dağıstanlı, benim kişisel yaşamımda da çocukluğumdan beri eserleriyle iz bırakmış bir sanatçı. Antalya Arkeoloji Müzesi’ndeki seramik pano, sanatın kamusal alanlardaki işlevi bakımından önemli örnekler arasında. Antalya’nın kültürel ve tarihi coğrafyasını sanatın diliyle anlatan bu pano, tek başına bile Dağıstanlı’nın sanatının etkisini anlatmaya yetecek niteliktedir…

Bilal Karataş ile birlikte hazırladığımız Deniz Müzeleri programımızın bu bölümünde değerli seramik sanatçısı Tufan Dağıstanlı’ya konuk olduk. Antalya Aksu’daki atölyesi ve yaşam alanında ziyaret ettiğimiz Dağıstanlı ile Antalya’nın yaklaşık 50 yılına damgasını vuran ve kentin kamusal yapılarını, caddelerini, meydanlarını süsleyen eserlerini konuştuk.

Akdeniz’in foklarından orfozlarına, kuşlarından kaplumbağalarına, dağlarından antik kentlerine bu zengin coğrafyanın barındırdığı değerleri kent insanına anlatan Tufan Dağıstanlı’nın eserlerinden yansıyan Antalya evleri, bu coğrafyanın toprağının üstüne vurulmuş birer sanat mührü gibi.

Antalya’nın geçmişte daha butik bir kent olduğunu söyleyen Dağıstanlı, kentin dört bir yanına yayılan kamusal alandaki eserlerinin korunamaması konusunda bir hayli dertli. “Taş ile kuşun yan yana gelmesi” durumunda, “taş ile kuşun vurulmak istendiği” toplumsal zaafiyetin depreştiğini vurgulayan Dağıstanlı, kent için üretilen sanatsal eserlerin korunması konusunda daha fazla duyarlılık göstermemiz gerektiğini hatırlatıyor. Işıklar’dan Güllük Caddesine, Cumhuriyet Meydanı’ndan Antalya Müzesine kentin kamusal alanlarını süsleyen Dağıstanlı’nın seramik eserleri, toplumsal belleğin de bir parçası haline gelmiş…

Tufan Dağıstanlı, coğrafyadan kültüre üzerinde yaşadığı topraklardan nasıl etkilendiğini bir çırpıda ama zihnimizin derinlerinde yer edercesine özetliyor: “Kuşlarım, o kadar çeşitli düşlere ve tasarımlara saygıyla cevap verirler ve beraberlik sunarlar ki, onlarla sanat ve düşler dünyasının sonsuz yolculuğuna her zaman çıkabilirim. Sırtlarına ve kuyruklarına işleyeceğim mağara duvarlarının resimleri ve motifleriyle M.Ö. 7000’lere Neotik çağlara, Mısır’ın hiyeroglifleriyle süslersem M.Ö. 2500’lere Keops’un sarayının bahçesine konabilirler. Selçuklu motifleriyle giydirdiğimde Kubad-ı Abad Sarayı’nın bahçesindeki gölün kenarına uçarlar. Yunan ve Roma’nın meanderleri, palmet yaprakları ve akantus bezemeleriyle o dönemin görkemli saraylarının avlularında sohbetlere eşlik ederler. Altın mozaiklerle süslersem eğer Topkapı surlarından İstanbul’u seyrederler. Hele bir de hatayiler, goncagüller, bulutlar, çintemaniler, münhaniler, Rumi’ler ve yapraklarla sararsam Avrupa’dan Arabistan’a kadar uçmadıkları yer bırakmazlar.”

Aynı zamanda profesyonel bir balıkadam ve deniz tutkunu olan Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı ile balıklardan, kuşlardan, Antalya’dan ve sanatına yansıyan coğrafyadan konuştuk. Kişisel yaşamımda geriye doğru bir yolculuk yaptığım bu sohbet benim için çok özel ve anlamlıydı. İzleyiciler için de verimli bir söyleşi olduğunu umuyorum.. İyi seyirler dilerim…

Dr. Elif Özgür

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER