TSSF’nin Açıklamaları Hakkında Görüşlerim

Değerli meslektaşlarım, dalış eğitmenleri ve tüm sektör çalışanları,

Çok uzun yıllar evvel başlayan sualtıcılık hayatımda, bu sektörün bütün federasyon başkanları ile görev yaptım. Dalış endüstrisinin altın yıllarını da gördüm ve maalesef bugünlerini de…

1980 ile 1987 yılları arasında Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinde Sualtı Arkeoloğu ve Arkeoloji Bölüm Şefi olarak görev yaptım. 1989 yılından bu yana kendi dalış merkezimin sahibiyim.

62 yaşındayım ve 32 yıldır sualtı turizminin içerisindeyim. Deniz Ticaret Odası Bodrum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve merkezde Meslek Komitesi üyesiyim. Bugün sektörde faaliyet gösteren bir çok ticari dalış merkezinin sahiplerinin ve eğitmenlerinin eğitmeniyim dersem çok ileri gitmiş olmam sanırım…

Bu yılın ekim ayında gerçekleştirilen Federasyon Başkanlığı seçimlerinde aday olmam yönünde sizlerden gelen ilgi ve destek ile, aslında “sonuçlarını önceden öngörebildiğim halde” başkanlığa aday oldum. Bu seçimi kazanmamın neredeyse imkansız olduğunu biliyordum çünkü 300 ün üzerinde Ticari Dalış Merkezini idare edecek olan Federasyon seçimlerinde maalesef bu 300 merkezin oy hakkı yoktu. Oy veren delegeler sizlerin de artık malumunuz olduğu üzere Spor Kulüpleri, Genel Müdürlük görevlileri, eski sporcular, eski hakemler, spor yazarları ve benzeri bireylerden oluşuyordu. Ben ise bir Ticari Dalış Merkezi sahibi olarak bu yarışta çok fazla şansı olmayan bir meslektaşınızdım. Ama denedim… Seçim sonuçları ilgi çekiciydi zira 126 delegenin oy kullandığı seçimlerde delegeler ticari dalış merkezleri olmamasına rağmen oyların % 36 sını almayı başardım. Bence bu kadar oy almam dahi bir sürprizdi.

Sanırım bu seçim sistemine rağmen aday olmuş olmam ve vermiş olduğum mücadele bir kıvılcımı ateşledi ve yanımda olan arkadaşlarım seçimlerin sonucunda “henüz her şey bitmedi” diyerek kendi kendilerini yönetmek azmi ve arzusuyla bir yola çıktılar.

Çok kısa bir süre içerisinde 300 ün üzerinde Ticari Dalış Merkezi sahibi, eğitmeni ve rehberi ile dalış profesyonelinin desteğini alan ve büyük bir süratle ilerleyen “Ticari Dalış Merkezleri Derneği” sektörün sorunlarına gerçekçi çözümler üretebilmek amacıyla çok yoğun ve çok yorucu bir çalışmaya başladı.

Bugün gelinen noktada henüz kuruluşunun üçüncü haftasında olan bu oluşumun geldiği nokta sizlerin de takdir edebileceğiniz gibi “dikkat çekicidir”. Bu başarının arkasında yatan gerçek, kurucuların bu sektörü çok çok iyi tanıyan ve hepinizin yakından tanıdığı “gerçek profesyoneller” olmasıdır. Ben de bu takımın bir üyesiyim ve Ticari Dalış Merkezleri Derneğini tüm kalbimle destekliyorum.

Son günlerde Sualtı Sporları Federasyonunun bu oluşuma karşı başlatmış olduğu yıpratma kampanyasını üzüntüyle karşılıyorum. Bir federasyon başkan yardımcısı ağırlığına yakışmayacak mesajların email gruplarında yayınlanması şık olmamıştır.

Ticari Dalış Merkezleri çalışma grubunun üretken faaliyetleri karşısında adeta karşı bir hamle niteliği taşıyan “18 bölgede 18 temsilci” seçilmesine yönelik duyurular federasyonun gerçekçilikten ve samimiyetten uzak bir “durumu kurtarma” politikasıdır. Eğer samimi olunsaydı 8 yıllık iktidar döneminde bu kurul çoktan oluşturulur ve işlerlik kazandırılırdı. Bu kurulun oluşturulması çalışmalarının Ticari Dalış Merkezleri çalışma grubunun ilerleyişi karşısında aniden ortaya çıkması düşündürücüdür.

Kişisel olarak Türkiye Sualtı Sporları Federasyonunun bu hamlesini politik bir manevra olarak değerlendirdiğimi ifade etmek zorundayım çünkü samimi inancım budur. Beni tanıyan tüm değerli meslektaşlarımdan ve tanımayan genç meslektaşlarımdan ricam federasyonun bu hamlesine destek vermemenizdir. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu yönetimini sizler seçmediniz, bu yönetimin altında faaliyet gösterecek bir “alt kurul” olmaktan çok daha fazlasını hak ediyorsunuz. Ve ben biliyorum ki bu sektörün gerçek duayenleri bu yapay seçimlerde aday olmayacak oy da vermeyecek sonuç olarak ortaya çıkacak temsilciler kurulu da aslında Ticari Dalış Merkezlerini temsil ediyor olmayacak.

Tüm arkadaşlarımı ve kardeşlerimi sağduyulu olmaya, mevcut yönetmelikler değişip hak ettiğimiz kurum tarafından idare edilecek aşamaya gelene kadar ( ki çalışmalar hızla sürmektedir ) federasyon yönetmeliklerine uymanız ancak bu geçiş aşamasında da bu tür politik manevralara katkı sağlamaktan kaçınmanızdır.

Bu duygular içerisinde 2013 yılının hepimiz için reformların gerçekleşeceği ve emeklerimizin karşılığını alacağımız bir yıl olmasını dilerim.

Sevgi ve saygılarımla

Aşkın CAMBAZOĞLU

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !