SUCEKEN KOYU'NDE TARİH VE YASAM…

06 Ekim 2014 Pazartesi

Şehmus KARTAL- turizmhaberleri.com_ Batman
Kültür Uzmanı- Araştırmacı Yazar
SUÇEKEN KÖYÜ (ŞİKEFTAN)

Suçeken Köyü namı diğer Şikeftan Köyü (Şikeft Mağara demektir) Paleolitik dönemin son evrelerinden Neolitik döneme geçiş yapıldığı ilk yerleşim birimlerinden biri olması bakımından çok önemli bir köy olarak yöremizde bulunmaktadır.

Tarihi doku zenginliği bakımından Dicle Vadisinin Hasankeyf’ten sonra gelen en önemli noktalarından biri olduğu ittifakla kabul görmüştür. Taş Devri ve Yontma Taş Devri olarak bildiğimiz Paleolitik Çağ insanları ekonomik açıdan, avcılık ve toplayıcılık topluluklarını temsil ettikleri bilinmektedir. İnsanların bu çağda mağara, kaya oyukları gibi yerlerde sığınmaya başladıkları, bu tür barınma ve sığınma yerlerinin bulunmadığı yerlerde ise açık havada kurdukları sığınaklarda büyük gruplar kalabalık aileler biçiminde yaşadıkları bilinmektedir.

Mağara ve kaya sığınaklarının duvarlarına çizilen vahşi hayvanların resimleri, bizon ve benzeri av hayvanlarının resimlerinden de anlaşılacağı üzere bu çağın en belirgin özelliği bu dönem insanların mağaraları böylece birer sanat galerisi haline getirmiş olduklarını biliyoruz. Bu çağ insanların bize kadar ulaşan bu belirgin özelliklerini Dicle Vadisinde yoğunlukta bulunan ve halen de içlerinde insanların yaşamaya devam ettiği mağara konutların ve sığınakların iç duvarlarında görmek mümkündür.

(Şikeftan) Suçeken Köyünün günümüzdeki coğrafi özelliğine baktığımız zaman şöyle bir anlatımla köyü tanımlamak gerekmektedir. Şikeftan Köyü Batman Merkez İlçesine bağlı merkezin 20 kilometre güneyinde, Batman-Midyat-Habur uluslar arası yolun kenarında iskana açılmış, Dicle Nehrinin kenarında ve Raman Dağının dip yamacında bulunmaktadır. Köyün arka planında Raman sıra dağlarını birbirinden ayıran vadinin içinden geçen yol bulunmakta ve köyün önünde ise Dicle Nehri bütün haşmetiyle akmaktadır.

Şikeftan Köyünde yaşayan insanlarımız, 1966 yılına kadar Raman Dağının dibinde, Dicle Nehrine bakan yamaçta yoğunlukta bulunan mağaralarda yaşıyorlardı. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi bu mağaraların tümü Paleolitik dönem iskan merkezi olduğu ve o dönemden günümüze kadar gelen yaşam merkezinin devamı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Buradaki mağara yaşantısının bilimsel bir araştırmaya tabi tutulmasından da anlaşılacağı gibi kim bilir, belki de 2,5 milyon yıl öncesinden bu güne kadar Şikeftan Köyünde devam eden bir yaşantıyla karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkacaktır.

Köyün tam karşısında ve Dicle Nehrinin karşı sahilinde Lata Lis denilen devasa bir kaya kütlesi ve bu kayalığın üzerinde daha öncede söz ettiğimiz Kelha Alodina Kalesi ve Kumluca Köyü bulunmaktadır. Bir bütün olarak böylesine zengin bir tarihi doku içinde yer alan Şikeftan Köyünün hemen önünde, Dicle Nehrinin kıyısında bulunan köy mezarlığı da köyün bu karanlık çağın tarihi serüvenine şahitlik etmektedir.

Şikeftan Köyü Suçeken ismini 1938 yılında almıştır. Bu tarihte Raman Dağının üzerinde petrolün bulunması sonrasında yörede kurulan tesislerin su ihtiyacı en yakın yer olarak Dicle Nehrinden karşılanması gerekiyordu. Bu nedenle Türkiye Petrolleri A. O. Tarafından Şikeftan Köyünün içinde barındığı mağaraların hemen önünde bir su pompası kuruldu ve ardından nehirden dağın zirvesine kadar bir boru hattı döşenerek bu pompa vasıtasıyla Dicle Nehrinden Raman Dağına su çekilmeye başlandı. Bu olaydan sonra da Şikeftan Köyünün ismi de Suçeken Köyü olarak literatüre geçti. Şikeftan Köyünün mağaralardaki yaşam serüvenleri yukarıda da belirttiğimiz gibi 1966 yılına kadar devam etmiştir.

Bu tarihte dönemin Cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay, bir yurt içi gezilerinde Mardin’den Batman’a karayolu ile gelirken doğal olarak Midyat-Hasankeyf-Batman güzergahından geçmiştir. Hasankeyf’ten itibaren Dicle Vadisine giren yolda ilerleyen Cumhurbaşkanına geçtiği her yerleşim biriminde yaşayan insanlar tarafından büyük bir sevgiyle karşılanmıştır.

Cumhurbaşkanı bu seyahati esnasında yolun kenarında bulunan Hasankeyf ve Şikeftan Köyündeki mağara yaşantısına da ister istemez şahit olmuştur. Ancak Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın Hasankeyf ve Şikeftan’da şahit olduğu böylesi ilkel bir yaşam biçimi hiç hoşuna gitmemiş ve hemen oracıkta ona eşlik eden yetkililere talimat vererek Hasankeyf ve Şikeftan Köyüne afet konutları ismi altında konutların yapılmasını emretmiştir.

Cumhurbaşkanının bu talimatı üzerine kısa bir süre sonra Hasankeyf ve Şikeftan Köylerine afet konutları ismi altında yeni konutlar yapılarak, bu iki yerleşim biriminde mağaralarda yaşayan insanlarımızın mağara konutlarını terk ederek yeni yapılan konutlara taşınmak suretiyle sözüm ona çağdaş bir yaşama adapte olmaya çalışmaları sağlanmıştır. Bir Hasankeyfli olarak mağarada doğma büyüme serüvenini yaşamış daha sonra yapılan söz konusu afet konutlarında yaşamaya devam etmiş bir insan olarak her iki yaşam tarzını kıyaslamak istenirse benden, inanız ki mağara yaşantısını her zaman konut yaşantısına tercih ettiğimi söylüyorum.

Çünkü yörede yapılan söz konusu konutların Kızılay çadırlarından hiç farkı yoktur. 40 ar metrekarelik alanlar üzerinde inşa edilen, geceleri çatılarından yıldızları saymakta olduğumuz bu konutlardaki yaşam hiçbir zaman mağaralardaki yaşamla kıyaslanmaz bir durumdur. Ancak insanların mağara yaşantısından kurtarılması ve böylesi bir yöntemle çağdaş bir yaşama adapte olmalarını sağlamak, bazıları için büyük bir başarı olarak değerlendirilmektedir.
Hoşça Kalınız

Kaynak: turizmhaberleri.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !