03 Ekim 2014 Cuma
– NİLGÜN ATAR- turizmhaberleri.com
SİNOP DOSYASI-ANTİK OTEL-1
Geçtiğimiz günlerde Antik Otel’in davetlisi olarak ziyaret ettiğimiz Sinop için özel bir Dosya açıyoruz. Kent izlenimleri ile birlikte pek çok röportaj dosyamızda yer alıyor. Sinop turizmini farklı pencerelerden bakarak masaya yatırdık, turizm paydaşlarının beklentilerini ve taleplerini öğrendik.
İlk röportajımızı Türkiye’nin tek müzeli oteli Antik Otel’in sahibi Ali Yılmaz ile gerçekleştirdik. Yeşil Yıldızlı Otel; çevreci misyonu, güleryüzlü personeli, ev sıcaklığındaki atmosferi ve yemekleri, 25 yıllık birikimi sergileyen özel müzesi, bahçedeki muhteşem tarihi eserlerin zenginliği ile insanları büyülüyor.
Üç yıldızlı Antik Otel’de 33 standart oda, 6 dubleks süit, 2 VIP süit, 40 kişilik toplantı salonu, açılır kapanır yüzme havuzu, özel plajı ve 2 beach barı bulunuyor. Plaja doğru ilerlerken onlarca tarihi eser hikayeleriyle size eşlik ediyor.. Düşünsenize Roma komutanlarından birinin lahiti plaja bakıyor.. Muhteşem manzara… Tarih, doğa ve tatil iç içe, koyun koyuna… Gündoğuşu ve batışını izlemek ömre bedel…Bir de ipucu verelim; Nisan Mayıs aylarında bülbülleri dinlemek için gelinmesi gerekiyor buraya…Doğanın size özel muhteşem konseri de kaçırılmamalı…
Sinop Antik Oteli”n sahibi Ali Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz röportajı iki bölümde yayınlayacağız. İlki otelin kuruluşu ve turizmde başarı hikayesi, ikinci bölümde ise Sinop turizmi üzerine sorular, yanıtlar, görüş ve önerileri kapsıyor…İşte sizi tarihin derinliklerine çekecek, zaman zaman düşündürecek, otelciliğe yeni pencereler açacak renkli ve keyifli sohbetimizden satırbaşları:
HAZIRLIK AŞAMASI 8 SENE SÜRDÜ…
Antik Otel’in kuruluş hikayesi ile başlayalım sohbetimize..
Aslında diş hekimiyim. 1985 yılına kadar serbest diş hekimi olarak çalıştım, daha sonra bir arkadaşımla inşaat işlerine girdik, ikisini beraber devam ettiririz zannettik ama olmadı.. Daha sonra tek başıma yürüttüm.. O aşamada kafamda hep bir otel yapma fikri vardı ama uygun yer bulamıyordum, burası için yer sahipleri ile anlaştık. Belediye ile uzun süren bir sorunumuz oldu. Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’da epey uğraştık.
BEKLEDİK VE HAYALLERİMİZDEKİ OTELİ GERÇEKLEŞTİRDİK.
Ama hiç vazgeçmedim. 5 yıllık bu süreçte özel bir yer olmasını hayal ettiğim için hazırlıklar yaptım. Çevre düzenlemesinde kullanılmak için eski yerli tuğlalar ve çevre duvarları için yıkılan binalardan 10-15 kamyon kesme taş topladık. Ahşap ağırlıklı olmasını istediğim için 100-150 metreküp meşe, kiraz, kestane ağaçları topladık. Bekleyişin böyle bir faydası oldu. Hazırlık aşaması 8 seneyi buldu.
Her köşesinde gördüğümüz büyük emek ve detay hemen ilk bakışta belli ediyor. 8 sene beklemenin verdiği heyecanla inşaat nasıl tamamlandı..?
Davayı Danıştay’da kazanınca inşaatımıza başladık… Marangoz atölyesi kurduk. İnşaatta kullandığımız bina cephesinde, oda içlerinde mobilyalarımızda, sandalye, koltukları kendimiz imal ettik. Bu bakımdan çok acele etmeden, her santimini düşünerek planlayarak yaptık. Özel olması için çok gayret ettik. Bütün oda perdelerimizi yöresel motiflerle el işi dokuttuk. Duvarlarımızda tablolarda icazet ve ebru sanatçısı Sedat Altınöz’ün koleksiyonuna yer verdik.
Otel ne zaman açıldı ve ilk dönemler nasıldı?…
2009 Haziran da açtık. O yaz umduğumuzun üstünde talep ve beğeni ile karşılaştık. Bu bizi çok mutlu etti. Ayrıca 25 yıllık Kültür Bakanlığına bağlı koleksiyonerim. O süre içinde biriktirdiğimiz antik ve taş eserleri bahçemizde sergiledik. Bilhassa çocuklarımız görsünler, öğrenmeye çalışsınlar merak etsinler istedik. Daha küçük eserleri de dubleks bir salonumuzda teşhir ederek özel müze şekline dönüştürdük.. Bu da bizim iftihar vesilemiz. Türkiye’nin tek antik koleksiyon teşhiri yapılan müzesi otelimizde… Çok ilgi çekiyor. Yaşam alanlarında bunları göstermiş olmaktan çok mutlu oluyoruz. Bizim en büyük ödülümüz bu oluyor.
YEŞİL YILDIZLI OTELLER ÇOĞALMALI
Oteliniz 3 yıldızlı ve çok değerli bir de yeşil yıldızı var. Onun da hikayesini öğrenelim..
Yeşil yıldız için çok çaba harcadık. Biraz da inşaatçılıktan geldiğim için başta oteli planlarlarken de sanki yeşil yıldız özelliğini biliyormuş gibi hazırladık. Çevresi, havalandırması ve yalıtımıyla birçok başlık zaten uygundu. Diğer istenilen konuları da tamamladık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeşil yıldız projesi ni takdirle karşılıyoruz. Çünkü en büyük enerji ve yiyecek sarfiyatı- tahribatı otellerde.. Yiyecekler çöpe atılıyor. Son derece ciddi boyutta .. Biz bunları belediyenin hayvan barınağında değerlendiriyoruz. Yüzde 10 enerji tasarrufu otelciler için çok önemlidir..
120 maddelik yeşil yıldız yönetmeliğinin puanlama sistemi var. Biz üç yıldız olduğumuz için 170 puan ile yeşil yıldız alabiliyorduk, oldukça yüksek puanla aldık. Bakanlığın bu konuda çok ciddi çabası da var. Yeşil yıldızlı otellerin daha da çoğalması ve bu konulara dikkat etmesi çok önemli. İnsanlar evinde banyo ışığını mutlaka kapatır ama otelde kapamaz. Klimayı açar camı da açar. Oysa bunların tedbirleri var ve çok tasarruf sağlıyor.
TÜRKİYE’NİN TEK MÜZELİ OTELİ….
Biraz da sizin koleksiyonerlik özelliğinize geçmek istiyorum. Yaklaşık 25 yıllık muhteşem bir tarih birikimi sergileniyor otelinizde. Nasıl başladı bu ilginiz?
Kemal Ulusoy beni samimi arkadaşım, eşimin de yakın akrabası.. 25 yıl evvel Sayın Rahmi Koç’u misafir olarak Sinop’a getirmişti. Biz ilgilendik. Rahmi beyin eski eserlere çok meraklı olduğunu söylemişti. Ben de inşaatçılığa yeni başlamıştım. İnşaattan çıkmış birkaç mozaik parçası, bir iki yazılı taşı hediye ettik, Sadberk müzesinde sergiliyor. Bize de teşekkürlerini ilettiler. Sonra Rahmi beye koleksiyonerliğe nasıl başladığını ve kurallarını sordum. Koleksiyonerlerin tarihi eserleri alma bulundurma, teşhir etme yetkisi hakkında bilgiler verdi. Böylece o gün karar verdim. Tarihe de ciddi merakım vardı. Sinop Müzesi müdürü Fuat bey çok yardımcı oldu. Çok ciddi ve keyifli bir hastalık. Bir şey alabildiğiniz zaman şiddetle mutlu oluyorsunuz. Zaman içinde daha iyi öğrendim.
İŞTE İYİ BİR KOLEKSİYONER OLMANIN YOL HARİTASI
İyi bir koleksiyoner olmanın ipuçları nedir?
Sözle değil yaşayarak öğreniliyor. Önce aldığınız şeyin ne olduğunu bileceksiniz. Biraz olsun, sahtesi ile gerçeğini ayırt edebilecek özellikleri bilmeniz gerekiyor. Bu bir. İkinci olarak çok büyük bütçe ayırmayacaksınız. Sabırlı olacaksınız, bunu illa alacağım fikrine kapılmayacaksınız, o zaman kazık yersiniz, size pahalıya gelir. Bu durum koleksiyonerlikte yanlıştır, çok para harcamanıza neden olur.
Koleksiyonerlikte en önemli şey, alımlarınızı ve ilginizi belirli bir alanla sınırlayacaksınız. Çini yapıyorsanız çini eserlerden başka şey almayacaksınız. Veya sikke ise merakınız sadece onu alacaksınız. Koleksiyon budur. Benim koleksiyonum maalesef biraz bunun dışına çıktı. Ben tarih ve arkeoloji eser topluyorum. Kendimi Sinop ve çevresi, Karadeniz ile sınırlandırdım. Antalya’dan bir eser gelirse almıyorum. Hiç ilgilenmiyorum. Aslında daha da sınırlamak lazım o zaman çok daha özel olur.
TÜRKİYE’NİN TEK KÖLE MEZAR TAŞI BU OTELDE..!
Peki koleksiyonunuzdaki her eser çok kıymetlidir mutlaka..
Hepsinin ayrı değeri var ve seviyorsunuz. Sizin için en özel, en sevdiğiniz parça hangisi…?
Benim en kıymet verdiğim Sinop sikke koleksiyonumdur. Elimden geldiğince biriktiriyorum. Ama çok önem verdiğim iki eser daha var. Camdan küçük kulplu, camların orijinal değişik renkleri üst üste konarak yapılmış gözyaşı şişesi..
Bir de kölelerin mezar taşı yok., adet değil, olmuyor. Belki bendeki tek. Helenistik dönemden… Adam kölesini çok seviyormuş. Kölesi kendinden evvel öldüğü için ” Mükemmel, iyi ve sahibini korunmaya muhtaç durumda olmasına rağmen gerçekten seven Attellius Joucundus’un beslemesi Aquila burada gömülüdür. ” yazarak mezar taşı dikmiş. Bu bir köle için dikilen tek mezar taşı olarak biliniyor. Otelin girişinde yer alıyor. O benim için çok özel…
ROMA DÖNEMİ LAHİT PLAJA KARŞI…
Bir de Roma dönemi lahit var, o günü anlatması bakımından önemli.. 56 yaşında öldüğü yazıyor lahitte. Roma Komutanı Yüzbaşı Antonius Maximus spor müsabakaları düzenleyicisi ve Karadeniz Ticaret Birliği Başkanı .. Demek ki o zaman spor müsabakaları yetkili şahıslar tarafından düzenleniyormuş. Bu çok önem verdiğim parçalar arasında..
Size göre bu koleksiyonun değeri paha biçilmez değil mi?Karşı koyamayacağınız çok uçuk bir fiyat teklif etseler ne yaparsınız.?
Biz ticaret amacıyla yapmıyoruz. Bu bir hobi, satmıyoruz.
En astronomik teklif gelse dahi o konuya hiç girmem bile, fiyat dahi söylemem.. Bilmiyorum ileride çocuklarım ne yapar. Onlar benim için satılacak bir şey değil, en büyük değeri bunu teşhir ediyor olabilmem.. Bu teşhirden dolayı aldığım takdir ve teşekkürler, konuklarımızın ve çocukların gezmesi benim için en büyük mutluluk..
Biraz da Sikke koleksiyonunuzdan söz edelim istiyorum..
Şimdi sadece Sinop ile ilgili sikkeleri alıyorum. Pontus Kralı Mithridates döneminde çıkmış çok değerli sikkeler var…Her sikke bir tarih.. Bizans Roma İmparatorluğu gümüş sikkeleri, çok eskiden aldığım Bergama veya Efes sikkeleri mevcut. Sinop’un çok özel kartal ve yunuslu sikkeleri var. Benim koleksiyonum tamamlanmış değil, devam ediyorum, henüz eksiklerim var.
SİKKELER KİTAP GİBİ OKUNUR
Sikkelerin üzerindeki resimler sanat eseri gibi..Bir sikkeye siz nasıl bakıyorsunuz, nelere dikkat etmemiz lazım?
Farnakes’ın o günlerin en güzeli olarak kabul edildiği sikkeleri var. Dünyada iki tane var. Türkiye’de yok bildiğim kadarıyla Farnakesin sikkesi.. Dünyada yapılmış en doğal portre olarak biliniyor.. Adamın vahşeti ve gaddarlığı yüzünden okunuyor.
Sikkeler ciddi bir tarih… Bir sikkenin üstünde bastıran kişi, hangi utku, zafer, savaş için bastırılmış yazar. Arkasında dönemin mitolojik tanrılara göndermeler var. Sikkeyi bastıran memurun logosu, sikkenin kalıbını yapan sanatçının logosu var. Bir sikke ciddi anlamda kitap gibi okunur.
KAÇIRILAN TARİHİ ESERLERİN GERİ DÖNÜŞÜ SEVİNDİRİYOR
Ülkemizden kaçırılan tarihi eserler ve geri dönüşleri ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Özellikle Önceki Bakan Ertuğrul Günay döneminde oldukça önemli eserler geri getirildi..
Maalesef medeniyetlere evsahipliği yapmış ülkemizden çok ama çok eser kaçırıldı. Size buradan örnekler vereyim. Burada Amerikan radarı varken Amerikan askerleri gümrüksüz olarak gelip giderlerdi. Buradan çok miktarda sikke ve küçük eserler götürmüşlerdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde hiç değeri bilinmemiş. Dilden dile dolaşır, “Osmanlı’da taş mı bitti ” sözü meşhurdur. Bergama’yı almışlar Truva’yı yağmalamışlar..
Önceki Bakan Ertuğrul Günay zamanında Çorum’daki sfenks getirildi, Antalya’da Herkül heykeli uzun uğraşlardan sonra alınan parça ile tamamlandı. Maalesef çoğu gitmiş, hepsini de alamıyoruz. Bir kısmı izinli çıktığı için geri isteyemiyoruz. Kaçak olarak çıkanları devletimizin yasal alma hakkı var. Özel koleksiyonları tespit etmek ise zor.. Avrupa’da özel koleksiyonculuk bizim 100 katımız, onların elindekini tespit etmek zor.
Bakan Çelik’in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz bu konuda?
Önceki Bakan Günay’ın bu konuda çok hassasiyet gösterdiğini biliyoruz. Bakan Çelik’in döneminde de bu tür ciddi eserlerin ülkemize döndüğünü görmek bizleri son derece mutlu eder. Uzun ve sabır isteyen bir süreç bu.
ANTİK OTELİ’N MÜZESİNDE TARİHE YOLCULUK…
Sıra Müzeyi gezmeye geliyor..Ve tarihin koridorlarına giriyorsunuz.. Karşılıklı sergilenen amforalar hakkında bilgi veriyor Ali bey. Tek tek gösteriyor, büyük bir ilgiyle.. . Gemilere nakillerde ve kırılmamaları için yerleştirme düzenini anlatıyor. Meşhur Sinop kilinden yapılan amforalar; Sinopik rengi (kırmızı) ile dünyaca ünlü.. İtalya Pizza’da sinopik’e özel müzesi varmış..
Anadolu’nun bereket tanrıçası Kibele heykeli, Afrodit, Helenistik dönem mezar stelleri, Helenistik çağ öncesi heykeller, mimari parçalar, bir kitabe var ama yazıları silinmiş ıslandığı zaman görünüyormuş, henüz okunamamış… Savaş aletleri, takılar, sikkeler, gözyaşı şişeleri… testiler, çömlekler… Tarihten günümüze gelebilenler… Antik Otel’de koruma altında ve güvenle gelecek nesillere aktarılacaklar… O muhteşem müzede öylece kalıyorsunuz, zaman nasıl geçiyor anlayamıyorsunuz… Ve kapıdan çıktığınızda çok mutlu olduğunuzu farkediyorsunuz.. Otelinde müze açan turizmcilerin çoğalması dileğiyle…
DEVAM EDECEK.
Kaynak: turizmhaberleri.com