Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

OLAY SALCAN: IRAN GEZİSİ IZLENİMLERİNİ YAZİYOR

13 Nisan 2015 Pazartesi – OLAY SALCAN- turizmhaberleri.com/ Ankara DÜNYA KAZAN BEN

13 Nisan 2015 Pazartesi

OLAY SALCAN- turizmhaberleri.com/ Ankara
DÜNYA KAZAN BEN KEPÇE DİZİSİ-18.BÖLÜM: İRAN
İran tarihine kısa bakış

-“Sen deli misin? Aklını peynir ekmekle mi yedin? Dünyada başka yer kalmadı mı da İran a gidiyorsun? Vazgeç bu sevdadan.”

Konuştuğum ve İran a gideceğimi söylediğim pek çok kişiden duyduğum sözler bunlar. Bu kişiler, Avrupa da birkaç ülke hariç yurt dışına çok az çıkmış insanlar. Gezmemek için ürettikleri çeşitli mazeretler arasındaki en etkin olanlarından bazıları. Kim dinler bu sözleri. Bunları dinleseydim, Afrika, Orta Doğu, Orta ve Güney Amerika ile Uzak Doğu yu göremezdim. Televizyon başında uyuklar ya da AVM lerde amaçsız turlar atardım.


Ben, bunlara sadece kafa sallayarak ya da boş gözlerle bakarak karşılık verdim ve bir anda kendimi de İran da buldum. Gitmeden önce İran dan çok şey bekliyordum ve tamamını da aldım. Büyük bir imparatorluğun izleri ile daha sonra Türklerin bu ülkeye katkılarının yansımalarını İran ın her yerinde ve İran halkının kendisinde gördüm.

Pasaport kontrolünü yapan memurun düzgün Türkçesi ile başlayan keyif, tüm gezi boyunca artarak devam etti. İnsanlarla anlaşmakta hiç sorun yaşamadım. Çünkü İran ın üçte biri Azeri Türk ü ve son derece de yardımcılar. İranlılar ise Türkleri çok seviyorlar ve Türkiye den geldiğimi öğrenince çok yakın ve samimi bir havaya giriyorlar. Kutsal yerlerde kadınların kıyafetleri kapalı, ama böyle olmayan yerlerde çok rahatlar. Özellikle alışveriş sırasında, o telaşta başörtüsü kaymış ve biraz başı açılmış olması çok önemli değil.

Ancak turistler dahil tüm bayanlar baş örtülü geziyorlar. Gördüğüm kadarı ile kadınlar son derece bakımlılar, şıklar ve güzeller. İlk başlarda onların fotoğraflarını çekmekte çekinir gibi oldum, ancak sonra fotoğraflarının çekilmesinden hiç şikayetçi olmadıklarını anlayınca çekingenliğim kalmadı. Yalnızca çok yakınlarına gidip portre fotoğrafları çekmemeye özen gösterdim.

On beş güne yakın süren İran gezim ile ilgili izlenimlerimi sizlere bu İran dizisinde aktarmaya çalışacağım. Birkaç yazıdan oluşan bundan önceki ülke yazılarımda gezdiğim ve gördüğüm ülkeleri anlatmadan önce o ülkenin tarihinden bahsetmeyi şimdiye kadar uygun bulmadım. Çünkü bu konu ile ilgili her yerde geniş bilgi bulmak mümkün. Bu yazı serimin ilkini, bir istisna yaparak İran tarihine ayırdım. Sizin de bildiğinize emin olduğum bazı tarihi bilgilere bir hatırlatma olarak özet bir şekilde yer vermeye karar verdim.

AGEMENYAN İMPARATORLUĞU
M. Ö. 550 yılında Pers Kralı Kurus, Medleri yenerek M.Ö. 558 ile M.S. 330 yılları arasında hüküm sürecek Agemenyan İmparartorluğu nun temellerini atmıştır. I. Darius ve Xerkes zamanında da imparatorluğun sınırları Mısır dahil Hindistan dan Ege kıyılarına kadar genişlemiştir. İmparatorluğun merkezi, İskenderin in ülkeyi işgal etmesi ve şehri yakmasına kadar Persepolis olmuştur. Nedendir anlamam İskender e hep Büyük İskender derler. Okuduğum ve gezdikçe gördüğüm kadarı ile hep işgal etmiş, yakmış ve yıkmış. Büyük medeniyetleri ortadan kaldırmıştır. Persepolis i de bu haliyle bile muhteşem görünce İskender yakmadan evvel ne kadar sanatsal ve muhteşemdi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. İskender in ölümünden sonra da ülkeyi Partlar işgal etmiştir.

SASANİ VE MOĞOL DÖNEMİ
M.S. 224-638 yıllarını kapsayan Sasaniler döneminde Zerdüştlük, devlet dini haline gelmiştir. Zamanla zayıflayan Sasani hakimiyeti, 645 yılında başlayan Arap işgaline karşı fazla direnememiştir. 600 yıl süren Arap hakimiyetinde Müslüman olan ülke, daha sonra Selçukluların hakimiyetine girmiştir. İsfehan ı başkent yapan Selçuklular döneminde edebiyat ve bilimde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Dönemin yetiştirdiği önemli bilim adamı ve şair Ömer Hayyam, en bilinen kişidir. 1220 yılında Cengiz Han yönetimindeki Moğol ordularının ilerlemesine dayanamayan Selçuklu Devleti yıkılmıştır. Cengiz Han ın torunu olan Hülagü nün Müslümanlığı seçmesi ve ismini İl Han olarak değiştirmesinden sonra bir süre İlhanlılar olarak tarihe geçmiştir.

TİMUR VE SAFEVİ DÖNEMİ
1402 yılında Timurlenk’in Yıldırım Beyazıt ı yenmesi ile kısa süreli de olsa Timur hakimiyeti sürmüştür. Meşved deki cami, bu dönemin eserlerinden en önemlisidir.
1502 yılında bir Şii hanedanı olan Safevilerin yönetimi ele geçirmeleri ile İran’da yeni bir döneme girilmiştir. Çaldıran savaşında Osmanlılara yenilen Safeviler için çok farklı bir dönem başlamış olmasına rağmen, sınırlarını genişletmekten de geri kalmamışlardır. Bu zaman içerisinde İsfehan’da yapılan mimari eserler, dönemin en dikkati çekenleridir.
Afgan kralı Nadir Şah, Safevilerin zayıflamasından faydalanarak 1736 yılında ülkeyi işgal etmiş ve 1747 yılında bir suikaste kurban gidene kadar ülkeyi yönetmiştir.
Daha sonra Kerim Han Zand’in kurduğu Zand hanedanlığı ülke yönetimini devir alarak, Şiraz ı başkent yapmıştır.
1796 yılında ülkeyi ele geçiren Kacar kabilesi başkanı Ağa Muhammed Han zamanında batı kültürü ile tanışan İranlılar, Rusya ile girdiği savaşların sonunda büyük çapta toprak kaybetmişlerdir.

PEHLEVİ HANEDANLIĞI
1926 yılnda son Kacar kralı Ahmed Şah’ı deviren Rıza Han, Pehlevi hanedanlığını kurmuştur. Ülkeyi modernleştirme faaliyetlerinde Atatürk’ü kendine örnek almıştır. Pehlevi’lerin yönetime gelmelerinden sonra öğrenciler, devrimlerin gerçekleştirilmesinin hızlandırılarak bir an önce tamamlanması talebinde bulunmaya başlamışlardır. Tutucu Müslümanlar ise, devrimlerin tamamen kaldırılmasını ve şeriata dönülmesinde ısrarlı idiler. Sonuç olarak, iki taraf da yapılanlardan memnun değillerdi. Ekonominin gittikçe kötüleşmesi de bunlara eklenince, sokak gösterileri ve halkın hoşnutsuzluğu arttırmıştır. Şah ise, bu gösterilere sert bir şekilde karşılık vermiştir. Bu sırada yurtdışında olan dini lider Ayetullah Humeyni, gittikçe artan bir popülarite kazanmış ve direnişin simgesi haline gelmiştir. Bu direnişe fazla dayanamayan Şah, 16 Ocak 1979 tarihinde ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.


HUMEYNİ DÖNEMİ
01 Şubat 1979’da İran’a geri dönen Humeyni yönetiminde, kan dökme ve şiddet kullanma pahasına gerçek anlamda İslami bir devlet kurulmuştur. Devamında da İran ile ABD arasında çok belirgin bir düşmanlığın tohumları atılmaya başlanmıştır.

1979 yılının Ekim ayında Tahran’daki Amerikan elçiliği, üniversite öğrencisi olduğu söylenen kişiler tarafından basılarak buradaki 52 kişi rehin alınmıştır. Öğrenciler, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında sürgündeki Şah’ın kendilerine teslim edilmesini talep etmişler ve rehineleri 444 gün süreyle burada tutmuşlardır. Başkan Carter’ın Nisan 1980’de uyguladığı başarısız kurtarma operasyonu ile İran-ABD ilişkileri tamamen kesilmiştir.


Son dönemde nükleer yeteneklere kavuşma çalışmalarına hız veren ve bu konuda taviz vermez katı tutumu devam ettiren İran, dikkatleri üzerine çekmekte ve nükleer bir silah üretebileceği kuşkusuyla ülke üzerinde yoğun baskı ve bunun neticesinde de kendisine ambargo uygulanmaktadır. Bu ambargonun ekonomik ve sosyal neticeleri açıkça görülmektedir. Bunu İran a yaptığım gezide çok net bir şekilde gözlemledim. Halkın ekonomik sıkıntılardan duyduğu memnuniyetsizliği yüksek sesle dile getirmeye başlamasının sonucu olarak nükleer konusunda son zamanlarda anlaşma yönünde ümit verici gelişmeler yaşanmış ve taraflar anlaşmaya ulaşmışlardır. Bunu takiben ambargonun da kalkması, İran için hiç kuşkusuz ileride olumlu sonuçlar yaratacaktır.

Petrol ve doğal gaz kaynakları yönünden dünyanın en zengin ülkelerinin ön sıralarında bulunan İran, büyük devletlerin ve petrol şirketlerinin daima ilgi alanında olacaktır. Nükleer konulardan sonra gündemi belirleyecek petrol ve doğal gaz hep ilk planda kalacaktır.

İran ı gezince anladım ki; büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bu gün bunların karma kültürü ile yoğrulmuş bir halka sahip İran, görülmeye değer bir ülke. Bundan sonraki sayısını şimdiden tahmin edemediğim İran ile ilgili yazılarımda gezdiğim ve gördüğüm yerleri sizlere aktarmaya çalışacağım.
Yeni bir yazımda buluşuncaya kadar hoşça kalınız. Saygılarımla.

olay.salcan@gmail.com
www.olaysalcan.com

Kaynak: turizmahberleri.com