Mekong’un kıyısında bilim yolculuğu

Tatlı su omurgasızlarını araştırmak için Kamboçya’ya giden Prof. Dr. Naime Arslan, Mekong Nehri’nde çalışmalarını yaptı. Arslan, bölgede Kızıl Kmerler’den kalan mayınlar konusunda da sıkı tedbirler aldı.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Hidrobiyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Naime Arslan, dünyanın en uzun nehirlerinden Mekong Nehri’nde tatlı su omurgasızlarını araştırdı. 4 bin 900 kilometre uzunluğu ve çevresinde barındırdığı farklı toplumlarla dünyanın en ilgi çeken nehirleri asındaki Mekong için Kamboçya’ya giden Prof. Dr. Aslan, yerel rehberlerin desteğiyle iç bölgelere kadar gitti. Dünyada sadece bu nehirde yaşayan (endemik) tatlı su omurgasızlarını belirlemek, biyolojik izlemelerini yapmak ve tatlı sudaki yaşamın çeşitliliğini kanıtlamak için örnekler toplayan Prof. Dr. Aslan, kertenkeleleri, su samurlarını, sayısız böcek ve kuş türünü, en önemlisi de Pengasius olarak adlandırılan dev yayın balıklarını inceledi.

‘Önemli araziler’
Uzmanlık alanı olan tatlı su omurgasızlarının en ilginç türlerini bulabilmek için insan yaşamından uzak ya da terk edilmiş yerleri seçen Prof. Dr. Arslan, Kamboçyalı rehberlerin uyarılarını da sıkı sıkıya uyguladı. Fakat, Pol Pot liderliğindeki Kızıl Kmerler’in 1975-1979 arasında döşediği milyonlarca mayından halen tespit edilemeyenlerin Mekong Nehri’nde bulunduğu gerçeği cesur bilim insanını tedirgin etti. Prof. Dr. Arslan araştırmasıyla ilgili, “Kamboçya’yı boydan boya kat eden Mekong nehrinde ve Güneydoğu Asya’nın en büyük tatlı su gölü olan Tonle Sap’ta çalıştım. Bu alanlar dünyanın dengesi için önemli sulak araziler. Eşsiz bir doğa yapısına sahip olan Kamboçya’da bir biyolog olarak araştırma yapabilmek çok güzeldi. Kamboçya’nın hazin ve üzücü tarihi bilim yapılmasının önündeki en büyük engel. Ülkenin bazı bölgelerinde halen tespit edilmemiş mayınlar olduğu biliniyor, bu yüzden özellikle de Mekong Nehri kenarında çalışırken korktum. Yerel rehberlerimin uyarılarını dikkate alarak bilinen mayınlı arazilerden hep uzak kaldım. Bilim dünyasına katkıda bulunacak çalışmalar yapmak için risk almak gerekir” değerlendirmesini yaptı.

SosyalBen gönüllüleri çocukları ağırladı
Çocukların sosyal kimliklerini geliştirmeleri ve akademik performanslarının yanı sıra sosyal bireyler olmalarını da önemseyen ve bu süreci misyon edinen SosyalBen Derneği Gençlik Haftası sebebiyle Türkiye’nin türlü bölgelerinden dezavantajlı çocukları İstanbul’da ağırladı.

Samsun, Muğla, Karabük, Kırşehir ve Soma’dan gelen 10 çocuk öğretmenleri eşliğinde unutulmaz bir 3 gün geçirdi. Her bölgeden 1 kız 1 erkek olmak üzere davet edilen çocuklar öğretmenleri eşliğinde İstanbul’a geldiler. Üç gün devam eden etkinliklerin ardından İstanbul’dan büyük mutluluk ile ayrılan çocuklar, Sosyalben gönüllüleri ile tanıştıkları ve sosyal beceri eğitimi alabildikleri için çok şanslı olduklarını belirtti.

Gökhan Karakaş {Milliyet}