‘’HALE’’ ile ‘’SEYYALE’’, bir elmanın iki yarısı gibi birbirinin eşi Boğaz vapuruydular. Şirket-i Hayriye onları 19042te İngiltere’de, özenerek titizlikle inşa ettirmişti. Filosunda o zamana kadar yer alan vapurların en güzeli,en hızlısı, bu iki eş vapur olsun istiyordu. Uzunlukları 51,9m genişlikleri 7 m idi.
Şirketin o güne kadar yaptırdığı bütün yolcu vapurları gibi bunlarda yandan çarklı idi. Ana güvertesinde biri başta, öteki sonda olmak üzere iki kapalı salonu vardı. Üst güverteleri aştan sona açıktı.
Ama göze çarpan yerleri, çok uzaktan bakıldığında bile güneşin altında pırıl pırıl parlayan sapsarı bacalarıydı. Evet…. Kendinden öncekilerin bacaları hep siyaha boyanırken bu ikisinin bacaları pirinç madenindendi!
‘’Hale’‘nin baca numarası 49, ‘’Seyyale’‘ni ki 50 idi. Gövdeleri çelik olup ikiside 298 gros tonluktu. Normal servis hızları 14 mil kadardı, ama ocakları fayrap ettikleri zaman rahatça 17 mile çıkabiliyorlardı.
Bir keresinde ‘’Hale’’ 17 mile, ‘’Seyyale’’ de ona pek yakın ir hıza erişmişlerdiki bu hızlar, bugün bile böyle bir tekne için hiç küçümsenemez. O zamana kadar Şirket’in en hızlı vapuru olan ‘’İntizam’‘ı bile geride bırakıyorlardı.
‘’Hale’‘ile ‘’Seyyale’‘nin bu saltanatı yanlızca on yıl kadar sürdü. Birinci dünya Savaşı’yla birlikte Devlet, Şirketin bütün itirazlarına karşın, öteki bir kaç vapurla birlikte bu ikisinide Donanmanın emrine aldı. Çünki çok sayıda deniz taşıtına ihtiyaç vardı. Bunlarla ya Çanakkale ceğhesine asker, yiyecek ve cephane, yada Zonguldaktan İstanbul’a kömür nakladecekti.
Bu iki zarif vapurun gerçekten çok zarif, süslü ve de bakımlı kamaraları baltalarla söküldü, parçalandı. Güvertesi baştan sona dümdüz edilerek kömür taşınacak duruma getirildi. ‘’Hale’’ 1916 yılının 29 Temmuz günü Boğaz çıkışının açıklarında Rus denizaltısı ‘’Tjulen’’ tarafından tahrip edildi. Oturduğu kumlukta bir süre hareketsiz kaldı, neden sonra İstabul’a çekildi.
‘’Seyyale’’ de savaş yılları boyunca yük gemisi olarak kullanıldıktan sonra 1919’damŞirkete iade edildi. Beş yıl kadar Haliç’e bağlandı. Ama artık o eski görkemli ‘’Seyyale’‘değildi! Olamazdı da… 1924’te sökülmek üzere bağlı olduğu yerden alındı.
Şirket, savaş yorgunu, kolu kanadı kırık 20 yıllık bu vapurunun karşılığı olarak Hazine’de tam 71.180 altın lira tazminat aldı. Aldı ama neye yarar!
İstanbullular, bir daha da böylesine süslü ve gösterişli bir Boğaz vapuru daha görmediler!
Kaynak: İstanbul’un Unutulmayan Gemileri Eser Tutel