Derin dalışın hoşa gitmeyen tarafı, sığ dalışlara oranla riskli olmasıdır. Esasen derinlik arttıkça dalışın riskleri de artar. Soluduğumuz havadaki azotun, daha derinde daha fazla kanımıza girdiği ve sadece bu sebeple de dip süremizin sınırlı olduğu bir gerçektir. Hava ya da kullandığınız karışım gazı tüketim hızınızın da derinlere inildikçe artacağından kuşkunuz olmasın. Hatta tüketim miktarınızın daha derinde daha fazla olması, iyi bir planlamanın yanısıra, hava ya da karışım gaz kullanım tekniklerinizi de geliştirmenizi gerektirir. Bir miktar azotun kanınıza girmesiyle başlayabilecek hoşluk ve rahatlama, dikkatinizi toplamanızı engellemeye yetebilir. Bir duble içki içmiş gibi bir duruma gelebilirsiniz. Oysa derin dalışta zihninizin dağılmaması hayati önemi haiz bir konudur.
İstatistiksel veriler incelendiğinde, dalışın en riskli bölümünün 10 m olduğu ve derin dalış bilgisinin ne denli önemli olduğu görülüyor. Bir duvar dalışına atlamanız sırasında, derinlik dolayısıyla dibe zarar vermeniz söz konusu olamaz ancak sığ suya yapacağınız her türlü atlayış dibe zarar vermeden gerçekleşemez. Sadece bu yönüyle dahi derin dalış çevreci bir yaklaşımdır. Suyun rengi maviden laciverde dönüşünceye kadar deniz canlıları çeker ve onların beslenme ve barınmasına imkan tanır. Ya sonra? İşte derin dalışı kamçılayan bir merak! Ya batıklar: Genellikle sağlam ve görselliği yüksek batıklar sportif dalış derinlik sınırlarındadır. Sığ sulardaki dalga hareketi olmadığından çoğu batık hayatını, bizim derin dalış yaptığımız derinliklerde sürdürür.
Doğru bilgi ve eğitim almakla başlayan derin dalış dağarcığınızı doğru donanım ve doğru planlamayla desteklediğinizde oldukça güvenli ve keyifli dalışlar yapabilirsiniz.
Derin dalış denilince çoğu balıkadamın aklına geliveren, daha büyük hacimli tüple dalarak, diğerlerine göre fazla olan hava tüketimini kamufle edebilmektir. Zorlu bir konudur, 4 atm basıncın olduğu 30 metre derinlikte, yüzeyde tükettiğinizin tam 4 katı hava tüketirsiniz. Bu sebeple de dip sürenizi tam olarak belirleyip, hava hesabı da yaparak planınızı teyit etmelisiniz. Tabii bunu sadece eğitim dalışlarında yapmayıp alışkanlık haline de getirmelisiniz. Derin dalışlarda hava tüketim miktarınızı hesaplamak için ihtiyacınız olan donanımlara bir göz atalım:
Basınç göstergesi – Bu iş için en iyisi dijital olandır.
Derinlik göstergesi
Yazı tahtası (Slate) ve kurşunkalem
Aynı derinliği dalış boyunca sürdürebileceğiniz bir dalış bölgesi.
Kronometre fonksiyonlu bir sugeçirmez bir saat.
Şimdi de adım adım hava tüketim miktarınızı hesaplayalım.
1.Adım—Derin dalışta kullanacağınız donanımı kuşanın, özellikle elbise aynı model ve kalınlıkta, tüp aynı hacim ve cinste olsun.
2.Adım—Bir derinliğe inin, hesabı kolay yapabilmek için 10 metre olabilir. Yüzerliğinizi ayarlayın ve rahat olun.
3.Adım—Yüzmeğe başlarken hava basıncınızı yazı tahtasına kaydedin, koronometreyi çalıştırın, istikrarlı bir şekilde, derinliğinizi değiştirmeden 5 dakika yüzün.
4.Adım—Yüzmenin sonunda, tüpünüzdeki basıncı kaydedin. Yüzeyde kullanmak üzere, yazı tahtanızla birlikte yükselin.
5.Adım—Yüzeyde hava tüketim miktarınızı hesaplamak için aşağıdaki formülü kullanın:
Derinlik/10 + 1 (Atmosfer basıncı) = Toplam Basınç (atm). Mesela; 10 metre/10 + 1 = 2 atm
Yüzmeniz boyunca kullandığınız tüp basıncını, yüzme sürenize bölerek dakikadaki ortalama tüketiminizi bulun. 5 dakikada 50 bar kullandıysanız, 50/5=10 bar/dakika.
Sonunda, bu rakamı, toplam basınca bölerek, yüzeyde hava tüketim miktarınızı bulun. 10 bar/dakika / 2 atm = 5
Adım 6—Verilen herhangi bir derinlikte hava tüketim miktarınızı, derinliği basınca çevirerek bulun. Mesela, 30 metrede 4 atm vardır., 30/10 + 1 =4. Örnekten yola çıkarak, 5 ile 4’ü çarparak,30 metredeki hava tüketiminizi bulursunuz. 5 x 4 = 20 bar/dakika.
Adım 7—Aynı hacim ve basınçtaki tüp kullandığınız sürece, aynı derinlikte tüpünüzün ne kadar sürede boşalacağını; tüp basıncını bulduğunuz rakama bölerek, ilgili derinlikte ne kadar süre kalabileceğinizi bulursunuz. Mesela 200 bar basınçlı bir tüp kullanacak iseniz, 200 bar/ 20 bar/dakika = 10 dakika (30 metre derinlikte)
Tabii ki hava tüketimi fotoğrafın sadece bir bölümüdür. Aynı zamanda dekompresyon beklemesi gerektirmeyen sınırı da planlamalısınız ki bu süre, özellikle hava kullanıldığında, derine gittikçe anlamlı bir şekilde azalır. Mesela 18 metrede bir dalış, kullandığınız tabloya bağlı olarak 50 ila 60 dakika arasında sonlanır ancak 33 metreye yapacağınız dalışta 20 ila 25 dakika arasında bir süre söz konusu olur. Derin dalışlarda nitroks kullanarak dip sürenizi artırabilirsiniz. Çok yaygın olarak bilinen, nitroksun daha derine dalmaya yardımcı olduğudur ancak bu doğru değildir. Gerçekte, doğru şekilde kullanılmadığında, oksijenin kısmi basıncının artmasıyla, nitroks derin dalışta oldukça tehlikelidir. Tabii nitroksu kullanmadan eğitimini de almalısınız. Yanıltıcı bir bir bilgi de, “hava ile dalanlar dalışlarını bitirdikleri halde nitroks kullananlar dalışa devam eder” şeklindedir. Buradan anlaşılması gereken nitroksun havaya oranla daha uzun bir dip süresini dekompresyon beklemesi yapmadan sağladığı gerçeğidir, sakın ola ki, nitroks gaz olarak havaya göre daha az tüketilen bir gaz olduğu sonucu çıkarmayın. Hava tüketim mikrarları aynı olan balıkadamlar, aynı hacimde tüplerle aynı derinliğe birisi nitroks diğeri hava ile kullanarak indiklerinde, nitroks kullanan ile hava kullanan balıkadam aynı anda tüplerini bitirirler.
Sorun sadece hava tüketiminin artması ya da dekompresyon hastalığı değildir. Bir de iyi yönetilmesi gereken azot narkozu söz konusudur. Esasen sportif derin dalış sınırını da azot narkozu belirler. Azot narkozuna kullanılan hava ya da karışım gazdaki azotun kısmi basıncı neden olur ve ciddiye alınmalıdır. Ne derece doğrudur doğrusu bilmiyorum ancak eskiler narkoz etkisini alkolü bir içkinin dublesiyle ölçerlerdi. Onlara göre her 10 metredeki narkoz etkisi yaklaşık olarak bir duble allokllü içki almaya eşdeğerdir. Olabilir de, çünkü azot etkisiyle alkol etkisi birçok yönden benzerlik gösterir. Her ikisinin de etkisi, kişiden kişiye değiştiği gibi, aynı kişi için farklı zamanlarda da farklılık gösterir. Kimisi rahatlar kimisi gerilir, kimi ağlar kimi güler… Ancak herkes için geçerli olan, 30 metre derinlikte her balıkadamın reflekslerinde azalma ve problem çözme yeteneklerinde bozulma olduğudur. 39 metrede etkilerin her türlüsü belirginleşir. Bu derinlikte bazı balıkadamlar reaksiyon sürelerinin %30 azaldığına inanıyorlar. Azot narkozunda olduğunu hissetmek, aşırı sevinç ya da anksiyetenin olağandışı ortaya çıkışı olabilir ve paniğe yol açarak ölüme ya da sakatlanmaya yol açabilir. Azot narkozunu etkili şekilde yönetebilmek için balıkadamlar beş şeyi yapmaktan kaçınmamalıdırlar:
Basit dalış becerilerini refleks haline getirin; yüzerlik kontrolü ve hava paylaşımı gibi becerileri refleks haline gelinceye kadar çalışın. Bu gibi becerileri alışkanlık haline getirdiğinizde, bir acil durumda bu becerileri kullanırken daha az problem yaşarsınız.
Dalışı planlayın ve planınıza uygun dalın. Eğer iyi düşünülmüş bir dalış planınız varsa, istenmeyen durumların olasılığı çok azdır.
Bir derin dalış öncesinde donanımınızın konfigürasyonunu değiştirmeyin. Herşeyin nerede olduğunu ve nasıl kullanılacağını bilmek zorundasınız. Sığ suda ya da havuzda birkaç kez kullanma olanağı bulmadığınız donanımınızı, derin dalışta kullanmayın.
Azot narkozunu kabul edin. Çoğu balıkadam kendilerinin azot narkozuna dayanıklı olduğunu zanneder fakat azot bir uyuşturucudur ve herkesi etkiler. Kabul edin ki, dalışta düşünme yeteneğiniz bozulabilir ve bunu farketmeyebilirsiniz.
Dalış eşinizle uyumlu olun. Eğer azot narkozu etkilerse, kendinizi iyi hissedene kadar birlikte yükselin. Sığ derinliğe ulaştığınızda azot narkozu etkisinin kaybolacağını ancak bunun çok hızlı bir şekilde olmayacağını da bilin. Muhtemelen, tekrar derine inerseniz narkoz etkisi tekrar edecektir.
Derin sulara inmeden önce, kendi standart donanımınızın çalışır durumda olduğundan emin olun ve derin dalışı kolayca ve güvenle yapabilmek için, derin dalış özel donanımına ihtiyacınız olacağını bilin.Derin dalışta ıslak elbiselerin kalın olanları daha uygundur. İneceğiniz derinliğin daha soğuk olması bir yana, derinlikle artan basınç neoprene’ni sıkıştırarak inceltecektir de. Derin dalış için daha kalın veya yüksek yoğunluklu neoprene’den bir elbise (Daha az elastikiyet=Daha fazla sıcaklık) düşünün. Mesela sıcaklık şartlarına uyabilen iki katlı bir elbise daha uygun olabilir. Elbisenizin üzerine giyebileceğiniz bir yelek ya da iki parça bir elbise de olabilir ancak daha da iyisi derin dalışlarda kuru elbise kullanmaktır.
Hangi derinlikteki suya daldığınızın önemi olmayacak şekilde, regülatörünüz bakımlı olmalıdır. Derin dalışta bu çok önemlidir çünkü, herhangi bir şekilde regülatör hizmet dışı kaldığında, yüzey yüzülebilecek kadar kısa bir mesafede olmayacaktır.
Analog dalış göstergeleri de olabilir ancak dalış bilgisayarları aşağı yukarı konsolunuzun fiyatındadır ve pazardaki birçok bilgisayar, bulunduğunuz derinliği, dip sürenizi ve dekompresyon beklemesiz kalabileceğiniz süreyi verdiği gibi acil deko bilgilerini de verir. Eski tip derinlik göstergesi kullanıyorsanız, her dalış öncesi maksimum derinlik ibresini sıfıra getirmeniz gerekir. Dip sürenizi hassas olarak hesaplayabilmeniz için ayrıca bir saate de ihtiyacınız olacaktır. Başka türü dalış planınızı uygulama şansınız da olmaz.
Daha derinde daha fazla gaz tüketileceğinden, çoğu balıkadam, derin dalışlarda, “pony bottle” olarak da adlandırılan, tamamen bağımsız bir yedek hava kaynağı kullanır. Pony bottle 3 ila 5 litre hacminde, üzerinde kendine ait regülatörü olan ve genellikle asıl tüpün üzerine bağlanan küçük bir tüptür. Balıkadamlar pony bottle’ın büyüklüğünü, kendi gaz tüketim miktarlarını, planladıkları derinlikleri ve yapmaları gereken güvenlik beklemesini göz önüne alarak seçerler. Küçük, elde taşınabilen bağımsız hava kaynakları sığ sularda kullanışlı ve yeterlidir ancak çoğu derin dalışlarda, yüzeye çıkmaya yetecek miktarda hava sağlayamazlar.
Derin dalışlarda, yüzeyden dibi görünmeyen dalış noktalarında, görsel bir referans olmadığında, iniş ve çıkış, vertigoya neden olabilir. Akıntıyı, dalgayı ve zorunlu güvenlik beklemesini de denkleme ilave ederseniz, iniş ve çıkış sırasında takip edebileceğiniz bir fiziksel referansın olması iyi bir uygulamadır. Eğer tekne dalışı yapıyorsanız, çapa zincirini veya demirleme halatını bu amaçla kullanabilirsiniz. Ağırlık bağlanmış bir halatı, şamadıraya bağlamak da diğer çözümdür. Çoğu dalış bölgelerinde dalışa sığ suda başlayıp, duvarı ya da dipteki doğal bir çizgiyi takip ederek planladığınız derinliğe inebilirsiniz.
Hem görsel hem de sesli yüzey işaret cihazları, aslında her dalış için standart donanımdır. Sualtı, dalgalı denizlerin yüzeyine göre daha az güvenlidir ve daha çok akıntı söz konusudur ve şartlar çok çabuk değişikşik gösterir.. Bu sebeplerle de güvenlik cihazları, derin dalış için oldukça önemlidir. Açık bir okyanusta duyulma şansınızı artırmak için, tüpteki hava ile çalışan bir kornayla birlikte bir düdüğü de yedek olarak taşıyın. Sualtında yanınızda taşıyıp, ihtiyaç halinde kolayca şişirilerek, kendiliğinden çıkış hattı haline gelen, açık renkli bir yüzey işaret şamandırası veya güvenlik sosisini bir iple birlikte makaraya bağlı olarak taşımak da uygun olur.
İyi dalışlar,