Nöbetçi Eczaneler
Dalış ve kadın ..
Daha doğrusu bence bu başlık kadın gözüyle dalış olmalıydı…neden, çünkü kadının bakış açısı ile erkeğin bakış açısı her konuda olduğu gibi bu konuda da çok başka…çeşitlilik arayışı, herkesten farklı olma çabası, özel olma isteği. .. aksesuar mağazalarına bir göz atın, erkekler için küçücük bir köşe, geri kalanın tamamı kadınlara ait…Tüm bu çeşitliliğe rağmen burada bir şey yok diyerek dükkandan ayrılan bayanın surat ifadesi… alışveriş merkezlerine gittiğinizde gözlemleyin, mağazalarda, varsa oturacak bir yer bulan elinde eşinin, sevgilisinin çantaları, kabanları ve hatta çocukları ile bekleyen bıkkın, perişan, benim burada ne işim var yüz ifadesinde bir sürü adam….yazık onlara… durum böyle iken bu çeşitlilik arayışı, farklı olma isteği neden sualtı konusunda değişiklik göstersin ki…orada da durum aynı, hatırlayın, eminim hepimiz bir bayan arkadaşımızla bir sualtı mağazasına girmişsinizdir, hepimizin sorunu bir bayan olarak benim de, özellikle dalış elbiselerindeki sadelik…. şöyle fırfırlı, janjanlı, hatta abartalım, incikli, boncuklu bir elbise olsa, eminim yok satar….Marka vermeyelim, bir firmanın üzerinde iki tane çiçeği olan bir elbisesinin ne kadar talep gördüğüne şaşırırsınız. …neden, çünkü kadın süsü sever, süsün ona getirdiği ilgiyi sever….Kadın özel olmayı sever….ısmarlama şansı olsa (ki kısmen var ama bu kadar süslü üretimlere henüz rastlamadım) ben kesin tercih ederdim…çok eğlenceli olmaz mı gelinlik modeli gibi dalış elbisesi tasarlamak. ..çok heyecan verici…
Konu sadece dalış elbisesi de değil üstelik, yıllar önce üç dört bayan dalıcı arkadaşımla teknede şöyle bir sohbeti çok net hatırlıyorum…”ay kız geçen gün bir tüp örtüsü gördüm, şahaneydi, aynı örnekte BC kenarlarına da işleme yapmışlardı, takım olmuştu” …saatlerce güldüğümüzü hatırlıyorum …gün tadında dalış. ..bence çok keyifli….sualtı paylaşım olarak o kadar keyifli bir olay ki, bu keyfi daha da renklendirmekte, bayan dalıcıların etkisini kabul etmek gerekir… ama nedense, bir kaç kez teknede bayan istemeyen garip zihniyetlerle de karşılaşmadım değil. ..sebebini hiç anlayamadığım, kadından korkan bir yapı, bana kalırsa sualtına da girmemeli, sualtı güzelliktir, dalış öncesi, sonrası eğlencesi ile, yardımlaşması ile hayatın ta kendisidir.
Bu hayatı sadece erkeklerle yaşama talebi için yorumları size bırakıyorum. . Bana kalırsa, bu yapıların sualtında hiç işi yok…başka işlerle ugraşsınlar. ..sualtıni suüstünde yaşanan paylaşımı da…. hayatı birlikte yaşamaktan keyif alan insanlara bıraksınlar, kısır dünyalarında yaşayıp gitsinler. .. biz gelelim dalmayan kadın gözüyle dalış a. .evet bu da çok önemli bir konu…Zira dalış sporu ile uğraşmayan bir eşe, sevgiliye eşinin, sevgilisinin 15 günde bir dalış a gidiyorum demesini anlamasini beklemek çok iyi niyetli bir yaklaşım olur…ama dalışı deneyen ve dalış a birlikte devam eden eşlerin , Sevgi lilerin keyfini de görmek gerekir..Gerçi çoğu olayı aşmış kavgasıni da sualtında yapabilir hale gelmiş olsa da bu da bir nevi paylaşım. ..Bir de en çok sevdiğim kadın tipi, kendi dalmayan ama , teknede gün boyu eziyet çekeceği anlara da ( özellikle kötü havalar da ) razi olup, erkeğini bir an olsun yalnız bırakmayan kadınlar. …öyle şekerler ki eşlerinin resmen arkasını topluyorlar …beylerde bu durumdan çok memnun…dalış sonrası malzemelerin sökülmesi, yerleştirilmesi, asılması gibi tüm detaylar o bayanlar tarafından hallediyor. …hatta eşine öyle ilgi gösteriyor ki..bey kendini coustea zannediyor çoğu kez….Sonuç olarak, 89 dan beri sualtı ile iç içeyim. ..sayemde benim hayatındaki insanların hepsi bu sporla tanıstilar. …onlara da sebep olduğum için çok memnunum. ..sualtınin kadını, erkeği yok, herkes tanışmali..yoksa hayati eksik yaşamış olursunuz….Hepinize güvenli, sevdiklerinle birlikte keyifli dalislar diliyorum…
sevgiyle kalın. …
Çiğdem Bozoğlu
demrederin@gmail.com
Selam, birazda kendimden bahsedeyim… 25.mayıs.1965 İstanbul doğumluyum..Mimarım…İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 87 mezunuyum…Serbest mimarlık yapmaktayım…89 yılından beri dalıyorum..1 yıldız dalış eğitmeniyim…Derinsu adında üniversitede okuyan 20 yaşında bir oğlum var…