Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
FOTO GALERİ

blank

blank

blank

blank

blank

blank

YABANCI ve İSTİLACI DENİZ CANLILARI

Uzun süredir gerek günlük hayatımızda gerekse akademik ve resmi çevrelerde “yabancı tür”, “göçmen tür” veya “istilacı tür” kavramlarının artan şekilde kullanımına tanık oluyoruz. Gazete haberlerinden sosyal medyaya, televizyonlardaki programlardan uluslararası bilimsel toplantılara, hakkında gittikçe daha çok şey duyduğumuz bu tanımlamalar neyi ifade ediyor, kısaca bundan bahsedelim:

“Yabancı tür”, kendi doğal yaşam ortamı dışında başka bir ortama taşınan ve orada yaşayan canlıları ifade eder, göçmen tür, egzotik tür, yerli olmayan tür gibi isimlendirmeler de bu anlamda kullanılmaktadır.

Eğer bir yabancı tür, yeni yerleştiği ortamda diğer türlere zarar veriyorsa, biyolojik çeşitliliği, ekolojiyi, ekonomiyi veya sağlığı olumsuz yönde etkiliyorsa, artık bunlara “istilacı tür” veya “yabancı istilacı tür” denmektedir. (Dr. Tolga Taymaz, Atlas Raporu: Su Altında Yeni Türler: Denizlerimizdeki Yabancılar, Atlas Dergisi, Sayı 366, Kasım 2023, Sayfa 46-54)

Yabancı ve istilacı canlılar karada, tatlı suda ve denizde/okyanusta olabilir. Canlı türleri tarihin eski dönemlerinden beri zaten coğrafi olarak taşınıyordu ama son birkaç yüzyıldır insanın doğa üzerindeki etkisinin artmasıyla bu taşınmalar ciddi derecede ivme kazandı.

Doğal ortamlarında av-avcı dengesi veya doğal hastalıklar nedeniyle sayıları belli oranda seyreden türler, doğal ortamından başka bir ortama gittiğinde/taşındığında yeni ortamında doğal hastalıkların olmaması, doğal baskının yeni gelenler lehine azalması veya ortamın değişen fiziksel şartları (iklim değişikliği, küresel ısınma gibi) nedeniyle kalıcı şekilde yaşam ve soylarını sürdürme şansı bulabilmektedir.

Denizlerimizde yabancı türler, özellikle Süveyş Kanalı’nın açılması, deniz trafiğinin artması ve bu gemilerin altlarına dengeyi sağlamak için aldıkları balast sularında türlerin taşınması, bir yandan da su ürünleri ve akvaryum yetiştiriciliği ile artmış, iklim değişikliği de gelen türlerin daha iyi uyum sağlamasına hizmet etmiştir. (Dr. Tolga Taymaz, Atlas Raporu: Su Altında Yeni Türler: Denizlerimizdeki Yabancılar, Atlas Dergisi, Sayı 366, Kasım 2023, Sayfa 46-54)

Süveyş Kanalı, Mısır’ın binlerce yıllık tarihinde zaman zaman Akdeniz ile Kızıldeniz’i bağlamıştı. 1869’da ise, kanalın bugüne kadar gelen yapısının temeli tekrar atılmış oldu. Kanalın yapımını üstlenen firmanın sorumlusu Ferdinand De Lesseps adında bir Fransız’dı ve onun adına ithafen ithafen, Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen türler Lesepsiyen Türler olarak adlandırıldı. Bu yolla geçen omurgalı ve omurgasız canlılar önce Akdeniz’in doğusunda çoğalıp sonra batıya doğru geçiyor ve yavaşça sayıca artıyordu, ancak 2010’lu yılların başından itibaren bu türlerin Akdeniz’de varlığı çok daha hızlı bir artış gösterdi hem Aswan Barajı’nın yapılması, hem daha sonra kanalın genişletilmesiyle Nil Nehri’nin oluşturduğu doğal bariyerin etkisi azaldı, bir yandan da iklim değişikliğinin getirdiği deniz suyu sıcaklıklarının artışı yeni gelen türlerin kalışını kolaylaştırdı. (Dr. Tolga Taymaz, Atlas Raporu: Su Altında Yeni Türler: Denizlerimizdeki Yabancılar, Atlas Dergisi, Sayı 366, Kasım 2023, Sayfa 46-54)

Deniz suyu sıcaklıklarını artışı, ortama yüksek uyum sağlama yetenekleri ve doğal düşmanlarının olmayışı nedeniyle İndo-Pasifik kökenli pek çok tür Doğu Akdeniz başta olmak üzere Kızıldeniz’den Akdeniz’e geldi, bunlar halen kuzeye doğru Ege Denizi boyunca da yayılmaktalar. Ancak kuzeye doğru azalmakla birlikte tüm denizlerimizde yabancı türleri görmek mümkün.

Dalışa 1997’de başladım, büyüleyici su altı dünyasına tanıklık ederken, Türkiye denizlerinde görmeyi hayal etmediğimiz türlerle 10-15 sene sonra karşılaşmaya başladık. Tabii bilim insanları buna bizlerden çok daha önce tanık olmaya başlamışlardı. Su altı tutkumu fotoğraf tutkumla birleştirdim, eşim de aynı duyguları taşıyordu ve önce analog, sonra dijital sistemlerle su altını görüntülemeye başladık. Süreç ilerledikçe tarihin çok ilginç bir döneminde su altını belgelediğimiz fark ettik. İlk kez Mısır’a dalmaya gittiğimizde büyük bir heyecanla görmeyi beklediğimiz ve görünce çok sevinçle izlediğimiz aslan ve balon balıklarını artık kendi denizlerimizde de görüyorduk. Doğal haliyle belki gerçekleşmeyecek, belki de çok çok uzun sürede gerçekleşecek bir flora ve fauna değişimine 10-15 yılda şahit olduk. O yüzden ben buna “ziplenmiş evrim” diyorum. Su altına duyduğumuz ilgi arttıkça hem estetik hem bilimsel olarak bu dünyada yaşanan olaylar ve değişimler bizi daha da ilgilendirmeye başladı. 45 yıl önce Cousteau belgeselleri izlerken hayal ettiğim dalgıçlık, o zamanlar tahmin etmemin mümkün olmadığı bir değişime tanık olmamı sağlamıştı ve bu tanıklık hala devam etmekte…

Aslan ve balon balıkları, yabancı ve istilacı tür denince ilk akla gelenlerden, günlük hayatımıza çok belirgin şekilde girmiş durumdalar ama aslında yabancı türlerin gelişi çok uzun zamandan beri devam etmekte. Biz su altını tanıdığımızda gördüğümüz canlılardan bir kısmı, on yıllarca önce Türk sularına gelmiş ve burada yaşam olanağı bulmuş canlılar.

30 yıl önce de birçok kovuğun altında gördüğümüz sincap ve balta balıklarını, deniz tavşanı olarak da bilinen kabuksuz deniz salyangozlarının bazı türlerini, suya girdiğimizde yüzeyin hemen altında gördüğümüz bazı cins gümüş balıklarını, tunikatları, tüp deniz hıyarlarını yabancı/göçmen tür kavramları daha bilinmiyorken denizlerimizin yerli canlısı olarak görüyorduk, ancak bunların da yabancı türler olduğunu daha sonra öğrendik. 2010’lardan itibaren ise dalışlarımızda artan oranda yabancı ve istilacı türleri görmeye başladık. (Dr Tolga Taymaz, Atlas Raporu: Su Altında Yeni Türler: Denizlerimizdeki Yabancılar, Atlas Dergisi, Sayı 366, Kasım 2023, Sayfa 46-54)

Akdeniz’de en son verilerle 1006 yabancı tür rapor edilmiş durumda (Çınar M.E., Bilecenoğlu M, Yokeş M.B., Güçlüsoy H. 2025. Denizel İstilacı Yabancı Tür Tanımlama Rehberi. MARIAS Projesi, Tarım ve Orman Bakanlığı-Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Ankara, Türkiye) ancak bu rakam sürekli artmakta. Türk denizlerinde yabancı tür artışı1950’lerden itibaren yükselen bir grafik çizerken 2000’li yıllarda bu artış çok daha belirgin bir hale geldi. (Çınar ME, Bilecenoğlu M, Yokeş MB, Öztürk B, Taşkın E, Bakir K, Doğan A, Açık S. 2021. Current status (as end of 2020) of marine alien species in Turkey, PLoS ONE 16: e0251086)

Türkiye’deki yabancı türlere sayıca bakıldığında en çok yumuşakçaların olduğu, bunu balıklar ve eklem bacaklıların izlediği belirtilmiştir. Yabancı türlerin denizlerimizdeki sayısı Akdeniz’de en fazla iken kuzeye doğru çıktıkça azalmaktadır. (Çınar M.E., Bilecenoğlu M, Yokeş M.B., Güçlüsoy H. 2025. Denizel İstilacı Yabancı Tür Tanımlama Rehberi. MARIAS Projesi, Tarım ve Orman Bakanlığı-Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Ankara, Türkiye, S:7-8) Akdeniz’deki yabancı türlerin geliş yolları Süveyş kanalı ağırlıkta iken Ege, Marmara ve Karadeniz’e çıkıldıkça Süveyş kanalı sebepli değişim azalmakta, gemi ve akuakültür aracılığıyla olan tür gelişleri artmaktadır. (Çınar M.E., Bilecenoğlu M, Yokeş M.B., Güçlüsoy H. 2025. Denizel İstilacı Yabancı Tür Tanımlama Rehberi. MARIAS Projesi, Tarım ve Orman Bakanlığı-Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Ankara, Türkiye, S:8-9)

Su altını görüntülemeye gönül verenler için bu değişim, zengin bir konu çeşitliliği demekti, eskiden yüzlerce veya binlerce km uzakta bulacağımız canlıları, orada gördüğümüz orandan daha fazla görüyor olabilirdik ama ekolojik ve ekonomik olarak bunun getirileri ve götürüleri nelerdi? Yabancı türlerin sayısı ve oranı arttıkça akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve devlet yetkilileri hem ülkemizde hem de dünyada bunlarla ilgili çalışmalara başladılar. (Dr Tolga Taymaz, Atlas Raporu: Su Altında Yeni Türler: Denizlerimizdeki Yabancılar, Atlas Dergisi, Sayı 366, Kasım 2023, Sayfa 46-54)

Türkiye denizlerinde özellikle son 20 yılda gördüğümüz değişim ve artan oranlarda rastlanan istilacı türlerin etkileri ile ilgili çalışmalar uzun süredir yapılmaktadır. Türkiye’deki bir çalışmada 105 istilacı tür üzerinde çalışılmış, bunların tamamının (isimlendirmelerinden de bekleneceği gibi) bölge çeşitliliğine olumsuz bir baskıya sebep olduğu, birçok türün ise habitat ve insan sağlığı üzerine olumsuz etkisi olduğu bazı türlerin ise sosyo ekonomik açıdan hem olumlu hem olumsuz etkilerinin olduğu yayınlanmıştır. (Çınar ME, Bilecenoğlu M, Yokeş MB, Öztürk B, Taşkın E, Bakir K, Doğan A, Açık S. 2021. Current status (as end of 2020) of marine alien species in Turkey, PLoS ONE 16: e0251086). Hem sivil toplum kuruluşları (STK) hem de kamu kurumlarının çalışmalarıyla yabancı ve istilacı türlerden bazıları ekonomiye olumlu katkı sağlayacak şekilde de değerlendirilmeye başlanmıştır. Balon balığı dışındaki türlerin mutfağa girmesi, birçok türden ise süs eşyası vb. şekilde yararlanılması söz konusu olmuştur (Aslan, lokum, sincap, sokar balıkları gibi bazı balıklar, uygun ve ehil ellerde temizlendikten sonra gittikçe artan miktarlarda menülerde yer almaya başlasa da hala halkın bu konuda çekincesi olduğunu görmek de mümkündür. Ancak kesinlikle bilinmesi gereken, balon balığının asla ve asla ne insanlar ne de hayvanlar tarafından tüketilmemesi gerektiğidir)

Biz “Su Altı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği-SUFOD” olarak , geleneksel hale getirdiğimiz ulusal su altı fotoğraf ve kısa film yarışmasının konusunu 2023 yılında “Denizlerimizdeki Göçmen Türler” olarak belirleyip bu konunun önemine dikkat çekmek istedik, bu konuda çevrimiçi eğitimler düzenledik.
Ayrıca yine SUFOD olarak 2021 yılında başladığımız ve Türkiye’nin tüm sularında üyelerimizin çektiği su altı flora ve faunasına ait fotoğraflardan oluşturduğumuz, bu konudaki ilk ve en büyük veri tabanı olan “Türkiye Su Altı Canlıları Platformu-TUSACAN” projemizin www.tusacan.org adresinden de aramak istediğiniz bir tür olursa (yerli, yabancı veya göçmen tür olabilir), Türkçe veya Latince ismini yazarak arama sağlayabilirsiniz. Sitede 04.10.2025 itibariyle 564 türe ait 1974 fotoğraf bulunmaktadır.

Ayrıca istilacı türlerin veya zararlı deniz canlılarının oluşturduğu sağlık sorunları ile ilgili yazıma da aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

www.tusacan.org/blog/istilaci-turlerin-veya-zararli-deniz-canlilarinin-olusturdugu-saglik-sorunlari
Bu yazı ile ilgili bağlantıdan bazı yabancı ve istilacı deniz canlılarının fotoğraflarını ve bu canlılarla ilgili kısa bilgileri bulabilirsiniz.

İyi seyirler…

Dr Tolga Taymaz
Su Altı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği-SUFOD, Yönetim Kurulu Üyesi
Amerikan Hastanesi, Acil Servisi

DİĞER GALERİLER

Diğer Galeriler

Foto Galeri Ana Sayfa