Serbest Dalış Günlüğü

Derinliklerde olmak yıllardır bastırılamaz bir tutku. Sualtı sporlarına daha ilk başladığım günlerde ben en derine dalan bayan olacağım diyordum. Sonra baktım ki 18 yaşına gelene kadar resmi olarak yarışmalara bile katılamıyorum,  erteledim bu hayalimi. Sualtı rugbisi ve sualtı hokeyi gibi inanılmaz efor, teknik ve takım çalışması gerektiren branşlarda yer aldım. Bulunduğum takımlarla ve milli takımımız ile çok güzel dereceler elde ettik. Şuanda o ilk günlerdeki gibiyim. Derinliklere inebilmenin yollarını arayıp duruyorum.

2006 yılında katıldığım Kanarya Adaları’ndaki Dünya Şampiyonası’nda kırdığım Türkiye Rekorundan sonra sanırım her şey biraz daha şekillendi. Ancak maalesef  Türkiye’de derin dalış konusunda gerideyiz. Bunun bir nedeni de sanırım bu alanda yarışmaların CMAS tarafından kapatılması. Derinlik tutkusu ne kadar cezp edici olsa da hiç acele etmeyecektim. Her şeyi sindire sindire öğrenip sağlam bir temel oluşturup pratiği bunun üzerine ekleyecektim.

Dünyada ki birçok üst düzey serbest dalgıç ile kontak halindeydim. Bu süreçte sayısız doküman okudum, makaleler taradım, her yeni bilgi beraberinde başka bilgileri getirdi. Üniversitede Diyetisyenlik okuyordum ve sağlık üzerine birçok dersimiz vardı. Bu her zaman bir avantaj oldu. Sonunda 2007 yılında mükemmel bir mail aldım. Dünyada ilk defa tüm en iyi serbest dalgıçların katıldığı ‘Bilimsel’ bir Apnea Konferansı yapılacaktı ve buraya davetliydim. Katılımcılar arasında Herbert Nitsch, Patrick Musimu, Martin Stephanek, Natalia Molchanova, Carlos Costa ve Umberto Pellizari gibi çok güçlü isimler vardı. Hepsi antrenmanlarını, serbest dalışla ilgili tecrübelerini paylaştı. Onlarla her saniye beraber olmak, kafamdaki onca soruyu onlara sorabilmek, bir daha belki de bulamayacağım farklı bilgiler edinmek benim için altın değerindeydi. O kadar değerli bilgiler edinmiştim ki, bir daha hiçbir yerde böyle bir eğitim alamayacağımı biliyordum ve kendimi çok şanslı hissediyordum.

Şimdi sıra bu değerli bilgileri pratiğe aktarmaya gelmişti. Öncelikle ülkemizde yapılan dinamik apnea ve küp apnea branşlarına adapte ettim ve gayet güzel sonuçlar elde ettim.

2008 yılında artık hep videolarını seyrettiğim, serbest dalışın cenneti Dahab Blue Hole’de dalmayı hak etmiştim. Okulumdan dolayı çok yoğun bir programım vardı ancak bir fırsatını yakalayıp Dahab’a gittim. Ancak giderken hayatımda en şiddetli geçirdiğim üşütmeyi atlatmaya çalışıyordum. Giderayak hastalanmıştım. Blue Hole’de tüm ekipmanlarım ve serbest dalgıç arkadaşlarımla hazırken ben 1 metreden fazla dalamıyordum. Sinüslerim tamamen tıkalıydı. Açmak için her şeyi denedim ancak zaten yataktan çıkamayacak kadar hasta olduğum için suda dalamamam çok normaldi. İyileşmeyi bekliyordum ancak zaman aleyhimize işliyordu. Bu süreçte serbest dalış derslerine girdim. Tek bir kelimeyi bile atlamadan hafızama kaydediyordum. Bunların hepsini suda denemem lazımdı. Birkaç gün sonra son bir kez dalmayı denedim ancak nafile. Yıllardır hayalini kurduğum Blue Hole’ e gidip dalamamıştım. Şaka gibiydi. Sanırım her şeyde bir hayır var. Ben o zaman dalsaydım eminim bir daha geri dönmezdim mavi derinliklerden. Şuanda olduğu gibi..

Yazın gelmesini iple çekiyordum. Çanakkale’ liyim deniz kenarında büyüdüm ancak derinlik için Çanakkale Merkez çok elverişli değildir. Yıllardır boğaz suyunda antrenman yaptım ancak şimdi durum çok daha farklıydı. Farklı bir branş, farklı hedefler.

Bir dönem Ayvalık’ ta hem Odtu Sas’tan hem de milli takımdan arkadaşım olan Hüseyin Cavlı ile antrenman yaptık. Kış geldiğinde Mısır’ da mükemmel bir antrenman fırsatı daha yakaladım ve 3-4 haftalık bir antrenman kampı yaptım. Maalesef tam maximum performans deneyeceğim zamanda kulağımda bir sorun yaşadım ancak o ana kadar çok iyi dereceler elde ettiğim için içim rahattı. Acelem yoktu. Basamakları emin adımlarla tırmanacaktım.

sır çok masraflı olmaya başlamıştı. Ekipman konusunda Galata Marin elinden geldiği kadar destek olmuştu ancak ulaşım ve konaklama masrafları işleri zorlaştırıyordu. Dahab’ ta kaldığım kampingde yemekleri kendim yapıyordum ve konfor aramıyordum. Gerçekten mavinin huzuru beni mutlu etmek için yeterli idi. Mısır antrenmanları için sponsor desteği ararken acaba Antalya / Kaş’ ta antrenman yapsam nasıl olur diye araştırıyordum. Kış mevsiminde özellikle ocak şubat aylarında ülkemizde dalmak çok sıkıntılı. Sular soğuk, fırtına her an çıkabilir. En önemlisi de başımda benimle antrenman yapacak bir antrenman partnerimin olmaması. Ancak tam o sırada eski takım arkadaşım Özge İdali ben seninle gelirim ve güvenliğini yaparım dedi. Kalacak yer konusunda da Antalya/Kaş Antiphellos Otel bizi destekledi  ve çok önemli bir dönemde imdadımıza yetişti. Aynı dönemde Odtu Sas’ ta oradaydı ve takım arkadaşlarımla yapacağımız dalışa yetişmek istiyorduk. Maalesef yetişelim derken çok büyük bir kaza geçirdik, kullanan arkadaşımızın kolu kırıldı, araç pert durumdaydı. Ancak bunlar bile moralimizi bozmaya yetmedi. Antiphellos Otel sahibi sevgili Cengiz Çelik bizi kaza yaptığımız Gökova’ dan alarak otelimize ulaştırdı. Ne zaman zor durumda kalsak bir şekilde destek bulabilmek çok güzeldi. Derin dalış antrenman kampımız başlıyordu. Birkaç sefer  tam hazırlandık suya girdik ancak fırtına çıktı, tabi antrenmanı bırakmadan devam ettik. 50 metrenin üzerindeki dalışlarda scuba dalgıç arkadaşlarımızdan yardım istedik. Sevgili Oray Ercan, Mertcan Kırgız ve Atlas Dive Center, Kaş Explorers’ dan Altuğ – Belma Namlı derin dalış antrenmanlarımızda scuba olarak güvenlik yaptılar, Özge de su üstü güvenlik dalgıcı idi ve beni 20 metrede karşılıyordu. Farklı noktada dalacağımız zaman Anemon teknesi ile Barakuda Dalış okulu, sevgili Hasan Kırbaş bize yardımcı oldu. Kaş’ ta herkes çok destek veriyordu  ve antrenman kampımız gayet verimli, başarılı geçti.

Sonraki dönemi çeşitli havuz ve kara antrenmanları ile geçirdim. Zaten sanırım yurttaki en soğuk zamanlardı, bazı günler sokağa bile çıkılmayacak derecede fırtına oluyordu. Dünya rekoru denemesi için derin dalış antrenmanlarını daha fazla yapabilmem lazımdı. Her zaman arkamda olan, beni ekiplerinin bir parçası olarak gören sevgili TRT Mavi Tutku ekibi ilk etapta planladığımız Mısır antrenmanlarını gerçekleştirebilmem için en az benim kadar koşturdu. Sevgili Tahsin Ceylan’ a, Hakan Aslan’a ve Nur Ay’ a ne kadar teşekkür etsem azdır. Ulaşım büyük problemdi ancak sonunda Türk Hava Yolları sponsorluğunda Kahire’ ye geldim. Havayolu ulaşım sponsorum olan Türk Hava Yolları ile 8 Nisan’ da MEDEX  İstanbul 2010 Dalış,Su Sporları & Av , Doğa Sporları Fuarı’na geri geleceğim. Şuanda Dahab’ ta antrenmanlarım hızla ilerliyor. Antrenmanlarla ilgili gelişmeleri buradan, web ve facebook sayfamdan sizler ile paylaşacağım.

Maviyle kalmanız dileği ile..

Şahika Ercümen

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !