2. Denizci STK’lar Çalıştayı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Özkan Poyraz’ın katılımıyla bugün Kartal Elite Dragos otelde düzenlendi. Türkiye Denizcilik Federasyonu Başkanı Erkan Dereli’nin ev sahipliği yaptığı 2.Denizci STK’lar Çalıştayı’na Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Özkan Poyraz, TOBB Denizcilik Meclisi Başkanı Erol Yücel,Liman-Dok İş Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu, Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı Hasan Pekdemir, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Alev Tunç, Koster Armatörleri Derneği Başkanı Salih Zeki Çakır, GEMİMO Başkanı Feramuz Aşkın, Türk Loydu Başkanı Cem Melikoğlu, Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı Deniz Eraydın, Deniz Kültür Derneği Başkanı Hakkı Şen, Wista Türkiye Başkanı Halime Can, Türk P&I Genel Sekreteri Ufuk Teker, Ziya Kalkavan Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Öztürk Uludağ’ın yanı sıra bir çok sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
Sözlerine 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni kutlayarak başlayan Poyraz, şehit düşen vatandaşlarımıza rahmet dileyerek terörü lanetledi.
Deniz gücünün sadece donanmadan ibaret olmadığına vurgu yapan Özkan Poyraz, “Deniz gücünün Çanakkale kara savaşlarında büyük kayıp vermesi önemlidir. Osmanlı Devleti bildiğiniz gibi 20. yüzyıla deniz gücü donanması olmadan girmişti, bu nedenle rakip donanmaları açık denizlerde durduramamıştı. Ancak deniz gücünün sadece donanmadan ibaret olmadığını bir kez daha okumak, bilmek gerekir. Deniz gücü, ülkenin liman ve tersaneleri, gemi adamları ve balıkçıları ve amatör denizcileriyle bir bütünlük sağlar. Birlik olmak kuvvetli olmaktır. 52 denizci STK’nın bir araya gelmesi bu birliğin en önemli işaretidir. Bu deniz gücünü oluşturmanın önemli adımlarındandır. Çalıştay da ortaya koyulan güçlü denizcilik endüstrisi ancak bu deniz gücüyle oluşturulabilir” ifadelerini kullandı.
Yaşanan ekonomik krizden dolayı denizcilik sektörünün içinde bulunduğu zorluklara da değinen Özkan Poyraz, “Denizciler Türk sancağının değerini en iyi bilen insanlardır. Bugün de bu bayrağı dalgalandıracak olan sizlerin birliktelik içerisinde yürüteceğinizi düşünüyorum. 2008’de denizciliği etkileyen krizin etkilerini yaşıyoruz ve hala etkiler devam ediyor. Yoğunlaşan terör olayları, stratejik problemler deniz gücümüzü etkileyen zorlukları karşımıza çıkarıyor. Navlun sorunlarımız var, yaşlı filomuzun yenilenmesine ilişkin sorunlarımız var, gemi sanayi ve yan sanayi ile ilgili sorunlar var, eğitim sorunlarımız var. Amatör denizcilik gibi konularda beklentimiz var” dedi.
‘Denizcilik mavi bir vatan’
Bakanlığın, ulaştırma alanında birçok faaliyette bulunduğunun altını çizen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Özkan Poyraz, “Bakanlık, denizciliği nasıl görüyor” diye soruluyor. Denizcilikten gelen 3 kişi şu anda bakanlığın yönetiminde. Ben müsteşar olarak, yardımcımız Suat Hayri Aka ve bakanımız Binali Yıldırım. Aslında bakanlığın karar verme organlarının en üstündeki pozisyonlar şu anda denizcilerden oluşuyor. Denizciliğe bir yük taşımacılığı olarak bakılması mümkün değil. Denizcilik mavi bir vatan. Denizciliği, egemenlik haklarına kadar korunması, kollanması gereken mavi bir vatan olarak görüyoruz. Fakat sizin de belirttiğiniz gibi bizim denizcilik sektörünün diğer bakanlıklardaki algısından şikâyetimiz var. Çünkü hazine açısından denizcilik sektörü sıkıştığı zaman, her zaman ağlayan bir sektör olduğu yanılgısını içeriyor. Bunu da temizlemek hiç kolay olmuyor. Sivil toplum örgütlerine düşen görev, bunları verilerle desteklemektir. GİSBİR’de, sivil toplum örgütlerini içeren bir toplantı yapmıştık. Burada alınan kararlar, ortaya konulan görüşler aslında ilk kez 2015’in mart ayında devletin denizciliğe bakışında çok etkili olmasa da anlamlı bir değişikliği ortaya koydu. Bütün partilerin birlikte desteklediği bir kararla şekillendi. Toplumda KOSDER filosunun yenilenmesine ilişkin hurda değişikliğini içeren bir kanun maddesi eklendi ve bunun tebliğ süreçleri devam ediyor. Bu durum, denizciliğin içerisinde bulunduğu durumun farkında olduğunu gösteren bir işarettir. Biz bu kararları bakanlık olarak verilerle alabildik. O dönem sivil toplum örgütleriyle bir komisyon oluşturduk Türkiye’ye 2013 verilerinde gelen ve giden gemileri yazılım üzerinde inceledik. 2013’te ödediğimiz navlun fiyatını hesap ettik. Bunu hesap ettikten sonra başbakan yardımcısının karşısında çıktık. Başbakan yardımcısı da Hurda Teşviki hayırlı olsun dedi. Verilerle giderseniz, bu mümkün oluyor. Diğer sektörlerin idareye yaklaşımıyla maalesef denizciliğin devlete yaklaşması aynı şekilde olmuyor. Sorunlarımızı bu şekilde aktarmamız lazım. Bunun da en önemli yolu böyle platformlarla sağlanabilir” sözlerini sarf etti.
Bakanlığın, ulaştırma alanında birçok faaliyette bulunduğunun altını çizen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Özkan Poyraz, “Bakanlık, denizciliği nasıl görüyor” diye soruluyor. Denizcilikten gelen 3 kişi şu anda bakanlığın yönetiminde. Ben müsteşar olarak, yardımcımız Suat Hayri Aka ve bakanımız Binali Yıldırım. Aslında bakanlığın karar verme organlarının en üstündeki pozisyonlar şu anda denizcilerden oluşuyor. Denizciliğe bir yük taşımacılığı olarak bakılması mümkün değil. Denizcilik mavi bir vatan. Denizciliği, egemenlik haklarına kadar korunması, kollanması gereken mavi bir vatan olarak görüyoruz. Fakat sizin de belirttiğiniz gibi bizim denizcilik sektörünün diğer bakanlıklardaki algısından şikâyetimiz var. Çünkü hazine açısından denizcilik sektörü sıkıştığı zaman, her zaman ağlayan bir sektör olduğu yanılgısını içeriyor. Bunu da temizlemek hiç kolay olmuyor. Sivil toplum örgütlerine düşen görev, bunları verilerle desteklemektir. GİSBİR’de, sivil toplum örgütlerini içeren bir toplantı yapmıştık. Burada alınan kararlar, ortaya konulan görüşler aslında ilk kez 2015’in mart ayında devletin denizciliğe bakışında çok etkili olmasa da anlamlı bir değişikliği ortaya koydu. Bütün partilerin birlikte desteklediği bir kararla şekillendi. Toplumda KOSDER filosunun yenilenmesine ilişkin hurda değişikliğini içeren bir kanun maddesi eklendi ve bunun tebliğ süreçleri devam ediyor. Bu durum, denizciliğin içerisinde bulunduğu durumun farkında olduğunu gösteren bir işarettir. Biz bu kararları bakanlık olarak verilerle alabildik. O dönem sivil toplum örgütleriyle bir komisyon oluşturduk Türkiye’ye 2013 verilerinde gelen ve giden gemileri yazılım üzerinde inceledik. 2013’te ödediğimiz navlun fiyatını hesap ettik. Bunu hesap ettikten sonra başbakan yardımcısının karşısında çıktık. Başbakan yardımcısı da Hurda Teşviki hayırlı olsun dedi. Verilerle giderseniz, bu mümkün oluyor. Diğer sektörlerin idareye yaklaşımıyla maalesef denizciliğin devlete yaklaşması aynı şekilde olmuyor. Sorunlarımızı bu şekilde aktarmamız lazım. Bunun da en önemli yolu böyle platformlarla sağlanabilir” sözlerini sarf etti.
‘Denizcilik, liberal olmanın bağımsızlığını yaşayan bir sektör’
Denizcilik sektörünün Ankara’da bilinmeyen bir sektör olduğunu söyleyen Özkan Poyraz, “Armatörlük, açık bir denizde geminizi fırtınaya bırakmış olduğunuz bir yatırımdır. Bu yatırım bilinmez çünkü uzaktadır. Hatta bazen armatör gemisini bilmez. Uzakta olduğunuz zaman tanınmıyorsunuz. Ama çok önemli bir kabiliyetinizin olduğunu düşünüyorum o da liberal olabilmek. Denizcilik liberal bir sektör. Liberal olmanın bağımsızlığını yaşayan bir sektör. O yüzden bu kadar çok sesini çıkarabiliyor. Özgür, ticareti iyi bilen bir sektördür denizcilik sektörü. Siz ticaretin merkezinde, liberal bir sektörün temsilcisisiniz. Devletten de beklediğiniz sadece düzenleme, pek fazla bir şey değil. Örneğin KOSDER filosu için istediğimiz rakam 200 milyon lirayı aşmıyor. Ama bunun yöntemini ortaya koymamız lazım. Bunu armatörün cebine koyulan bir harçlık olarak göstermememiz lazım. Sizlerden isteğim bakanlık bürokrasisine veri desteği sağlamanız. Bir bütünlük içinde gidebilmeniz. İhracatçı gidiyor, denizci de gidiyor ama sonuç alamıyor. Bu sonucu almanın yolu verileri sağlamlaştırmaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
Kaynak: Vira Haber