Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gokhan Karakas
Gokhan Karakas

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER 107 YIL ÖNCE BUGÜN SÖYLENDİ

Kurtuluş Savaşı’nın işaret fişeği kabul edilen “Geldikleri Gibi Giderler” sözleri 107 yıl önce tam da bugün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından söylenmişti. Adana’dan 3 günlük tren yolculuğu sonunda geldiği Haydarpaşa Tren Gar’ının iskelesinde kendisini bekleyen Kartal(o zaman Enterprise) isimli istimbota binip 55 parça işgal armadasını gördüğünde dudaklarından dökülen 3 kelimelik tanımlama, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulacağını müjdeliyordu aslında. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda yenik ilan edilen Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul, yaklaşık 5 yıl işgal altında kalmıştı. 6 Ekim 1923 günü Mirliva Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk askeri bayram havasında şehre girerek İstanbul’un kurtuluşunu sağlamıştı. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Türkmen, “50 bin kişilik işgal kuvvetinin komutanı General Charles Harrington, Anadolu’da başarıları artan Mustafa Kemal ile görüşüp, barışa zorlamayı çok istedi ama başaramadı. İstanbul’un yaklaşık 5 yıllık karanlık dönemi Mustafa Kemal Paşa’nın 13 Kasım 1918 günü Kartal istimbotta söylediği ‘Geldikleri Gibi Giderler’ öngörüsüyle son buldu” dedi. Türkmen, İngiliz General Charles Harrington’ın Atatürk ile Pera Palas’ta görüşmediğinin de altını çizdi.

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER 107 YIL ÖNCE BUGÜN SÖYLENDİ

KARTAL İSTİMBOTTAN 55 SAVAŞ GEMİSİNE MEYDAN OKUYAN LİDER

Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalarken İstanbul’u işgal etmeyeceklerini söyleyen İtilaf Devletleri, 13 Kasım 1918 günü 61 gemiden oluşan filoyla şehri işgale başlamıştı. Kurtuluş Savaşı’nın işaret fişeği kabul edilen “Geldikleri Gibi Giderler” sözleri 103 yıl önce tam da bugün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından söylenmişti. Adana’dan 3 günlük tren yolculuğu sonunda geldiği Haydarpaşa Tren Gar’ının iskelesinde kendisini bekleyen Kartal(o zaman Enterprise) isimli istimbota binip 55 parça işgal armadasını gördüğünde dudaklarından dökülen 3 kelimelik tanımlama, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulacağını müjdeliyordu aslında.

Başkent İstanbul’a dönmesi emredilen Mirliva(Tümgeneral) Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım’da bindiği tren 13 Kasım 1918 Çarşamba öğle saatlerinde Haydarpaşa Garına varmıştı. Esareti kabul etmeyen ve 3 günlük yolculuk boyunca Türk milletinin kurtuluşu için planlar yapan Mustafa Kemal Atatürk, 7 yıldır cepheden cepheye koşmanın yorgunluğunu öfkesiyle bastırıyordu.

CEVAD ABBAS’IN DUYGU YÜKLÜ ANLATIMI

Haydarpaşa’da kendisini karşılayan bir manga askere silahlarını teslim etmemelerini ve köylerine dönmelerini öğütledikten sonra dostu ve doktoru  Râsim Ferid (Talay) ve yaveri Cevad Abbas ile merdivenleri inerken de düşünceliydi. Kendisini bekleyen 1911 yapımı Enterprise(Kartal) istimbota bindikten sonra İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 55 parçalık işgal donanmasının manevrasıyla karşılayan Mavi Gözlü Dev, içinde biriktirdiği öfkeyi büyük bir dinginlikle sergilemiyordu. Demir yerlerinde gemilerin zincirlerinin çıkarttığı sesler bir ulusun çığlığı gibi kulağına geldikçe Yüzbaşı Cevad Abbas tutamadı kendini. Atatürk ile bir ulusun kurtuluşuna şahit olan Cevad Abbas 1939 yılında yayımladığı “Ebedî Şef Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak” isimli kitabında (Halk Basımevi, İstanbul, 1939, Sayfa 166) şöyle anlatmıştı o anı.

“Atatürk ile askeri ulaşımın köhne bir motoru ile deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının içinden geçiyorduk. Atatürk’ün zarif dudaklarından “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER!” cümlesini işittiğim zaman, mütarekenin doğurduğu derin ve elemli ümitsizliği derhal unutmuştum.”

Resmi işgal 16 Mart 1920 tarihinde gerçekleşirken, Lozan Barış Antlaşması’ndaki diplomatik başarı 5 yıllık işgalin 2 Ekim 1923 günü son bulmasını sağlamıştı. 6 Ekim 1923 günü, 3. Kolordu Komutanı Mirliva Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk askerinin İstanbul’a girmesiyle son bulan 5 yıllık işgalin detaylarını, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Zekeriya Türkmen anlattı.

6 Ekim 1923 günü İstanbul bayramı yaşandı

Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalarken İstanbul’u işgal etmeyeceklerini söyleyen İtilaf Devletleri, 13 Kasım 1918 günü 61 gemiden oluşan filoyla şehri işgale başlamıştı. Resmi işgal 16 Mart 1920 tarihinde gerçekleşirken Lozan’daki diplomatik başarı, işgalin 2 Ekim 1923 günü General Harrington’un ayrılmasıyla son bulmasını sağlamıştı. 6 Ekim 1923 Cumartesi günü, 3. Kolordu Komutanı Mirliva Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk askeri İstanbul’a girerken, tüm okullar tatil edilmiş, öğrenciler caddelere dizilmişti. Sirkeci’de Türk ordusunu karşılayan heyette şehrin ileri gelenleri bulunmuştu. Gülhane Parkı’na girecek askerlerin tüfeklerine konulmak üzere Kızılay çiçek buketleri dağıtmıştı. İstanbul Belediyesi şeker dağıtırken, İstanbullular adına Vali Haydar Bey askerleri karşılamıştı. Zafer taklarına defne dalları ve mersin yaprakları dizildi.

Gayrimüslim ve yabancı vatandaşlar da kutlamalara katılmıştı. Camilerde mevlütler ve hatimler okunmuştu. Kutlamalarda izdiham olmaması için tramvay seferleri iptal edildi, bandolar marş çalarak ilerlemişti. Mirliva Şükrü Naili Paşa’nın Pendik vapuruyla Sirkeci’ye gelmesiyle İstanbul müftüsü dua okumuştu. Tıp fakültesi öğrencileri de Sirkeci’deki yerlerini almıştı. Kurbanlar kesilirken, Müdafayi Hukuk Cemiyeti Türk askerine kavurmalı pilav dağıtmıştı. İstanbul Türk bayraklarıyla kırmızı beyaz renge bürünmüştü. Mirliva Şükrü Naili Paşa, Babiali Caddesi’nde izdiham nedeniyle otomobiliyle güçlükle ilerlemişti.

5 yıllık işgalde yaşananlar

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Zekeriya Türkmen, 5 yıllık işgal boyunca 50 bin işgalci askerin İstanbul halkını baskıyla korkuttuğunu belirtti. Türkmen, “İşgalci askerlerin onur kırıcı davranışları, kanun tanımaz tavırları Müslüman halkı bezdirdi. İngiliz Generali Maksvel, Beykoz’da verdiği davette Beylerbeyi Sarayı’ndan Sultan Abdülaziz’in tahtını getirtmişti. İngilizler, fethin sembolü Ayasofya’nın Yunanlılara verileceğini söylüyordu. Türk tarihi eserleri, mezar taşları gemilerle Avrupa’ya kaçırıldı. Fatih’in şahi topları Londra’ya götürüldü. Türkleri sevmeyen İngiliz General Charles Harrington, işgal Orduları başkomutanıydı. Ama işgal ordusunda otorite kuramadı. İstanbul’da asayişsizlik, hastalık, yangınlar yaşandı. Anadolu’da başarıları artan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek istedi ama başaramadı.” dedi.

Tarihin unutamayacı kahraman Topkapılı Cambaz Mehmet

Topkapılı Cambaz Mehmet isimli kuvayi milliyecinin İstanbul’un işgalinde yaptıklarına dikkat çeken Türkmen, “Topkapılı Mehmet, Anadolu’ya silah ve insan kaçırarak direnişe yardım eden Karakol Cemiyeti’nin üyesiydi. Mustafa Kemal Paşa’yla haberleşirdi. Atatürk, Bandırma vapuruna binerken bile O’na güvenmişti. Demir takma adıyla Karakol ve Mim Mim (Müsellah Müdafaa-i Milliye) gurubunda çalışmıştı. İngiliz İstihbarat Yüzbaşısı Bennet’e suikast düzenledi. Hatta General Harrington’un çok sevdiği arabasını kaçırdı ve parçalayıp Anadolu’ya gönderdi. Kahramanlıklarından dolayı İstiklal madalyası aldı, maaşını Kızılay’a bağışladı.” dedi.

İşgal boyunca yaklaşık 50 bin işgalci asker vardı

Türkmen, işgal boyunca yaklaşık 50 bin işgalci askerin İstanbul halkını baskıyla korkuttuğunu belirtti. Türkmen, “16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’un tamamen işgal edildi. İngilizler önce Şehzadebaşı’ndaki askeri karakolu ardından Harbiye Nezaretini işgal ettiler. Şehzadebaşı Karakolu’nda uyuyan bando erlerinden 6’ı şehit edildi. İşgalci askerlerin onur kırıcı davranışları, kanun tanımaz tavırları Müslüman halkı bezdirdi. Düzenlenen maçlar, balolar ve diğer davetlere mandacı kesim rahatlıkla katılıyordu. Onurlu İstanbulullar sessiz kalıyordu. General Harrington Kupası’nı Fenerbahçe’nin kazanması Türklerin gururunu ve özgüvenini artırmıştı. İngiliz Generali Maksvel, Beykoz’da verdiği davette Beylerbeyi Sarayı’ndan Sultan Abdülaziz’in tahtını getirtmişti. İngilizler, Türkler için fethin sembolü sayılan Ayasofya’nın Yunanlılara verileceğini söylüyordu.

Türk tarihi eserleri, mezar taşları İngiliz veya Fransız gemilerine yüklenerek Avrupa’ya kaçırıldı. Fatih’in şahi topları Londra’ya götürüldü. İngiliz General Charles Harrington, İşgal Orduları başkomutanıydı ve Türkleri sevmeyen bir kişiydi. Ama işgal ordusunda tam otorite kuramadı. İstanbul’da asayişsizlik, hastalık, yangınlar yaşandı. Anadolu’da başarıları artan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek istedi ama başaramadı. Sultan Vahdeddin, General Harington’a kaçmak istediğini söyledi ve Malaya zırhlısı ile o dönemde İngiliz sömürgesi olan Malta’ya gönderildi.” dedi.

TÜRK SANCAĞINI SELAMLAYARAK KOŞAR ADIM MARŞ MARŞ

İngiliz General Charles Harrington’un Pera Palas Oteli’nde Kasım 1918 tarihinde Atatürk ile görüştüğü söylentisinin doğru olmadığını belirten Türkmen, “Harrington, Ekim 1920 tarihinde İstanbul’da müttefik işgal komutanı oldu. Atatürk ise 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan ayrıldıktan sonra uzun yıllar gelmemişti. Fenerbahçe’nin işgal günlerinde kazandığı General Harrington Kupası da tarihe geçmiştir. 29 Haziran 1923 günü Taksim Stadı’nda oynanan maçta İngilizlere karşı Zeki Rıza Sporel’in 2 gölüyle kazanılan maç büyük moral olmuştu” dedi.

DENIZKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/geldikleri-gibi-giderler-107-yil-once-bugun-soylendi/

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER