-
Yan Manşet
- Rahmi M.Koç Röportajı 25 Mart 2018
- Konuk “Tuluhan Tekelioğlu” 20 Kasım 2019
- Jeff Hakko Röportajı 21 Şubat 2020
- Atatürk ve Mavi Vatan 20 Kasım 2020
- Konuklar “Emir İçgören & Zeynep Beşerler” 05 Eylül 2019
- Pınar Altuğ Röportajı 24 Şubat 2018
- Meriç Köyatası Röportajı 09 Mart 2018
- Gani Müjde Röportajı 13 Nisan 2018
- Fatih Erkoç Röportajı 06 Mayıs 2018
- Bekir Çoşkun Röportajı 22 Haziran 2018
- Ayşegül Dinçkök Röportajı 27 Ekim 2018
- Güven İslamoğlu – Ötmeyen Kurbağa 10 Aralık 2018
- Leyla Alaton Röportajı 20 Nisan 2019
- Savaş Karakaş Röportajı 10 Ağustos 2019
- Konuklar “Rüştü Onur Atilla & Doğan Akdoğan” 26 Nisan 2019
- Özge Borak Röportajı 05 Haziran 2019
-
Kooperasyon Ortaklarımız
DENIZINSIRLARI | Alptekin Baloğlu
Hakan Kabasakal Archive
-
Marmara Denizi’nde Köpekbalıkları
Hakan Kabasakal – SUFOD Paylaşımıdır
-
Vaktiyle yolu Marmara’ya düşmüş bir büyük beyaz
Hakan Kabasakal
-
Büyük Beyaz Bilmece
Belki hatırlarsınız, 2013’ün Kasım ya da Aralık ayında “büyük beyaz kitap yayıncısını arıyor” diye bir duyuru yapmıştım yine buradan. Bu ilanın üzerinden birkaç ay geçmişti ki sevgili Turgay Noyan bey ve Naviga Yayınları kitabı basmaya karar verdiler. Öncelikle kendilerine ve […]
-
Gerçek Bir Köpekbalığı Hikayesi
Hakan Kabasakal
-
Türk Sularında Köpekbalıkları
Hakan Kabasakal
-
HAYATTA SEVEREK YAPTIĞIM TEK İŞ
Köpekbalığı hikâyem aşağı yukarı 26 yıl önce, Bakırköy Balık Pazarı’nda gördüğüm kocaman bir bozcamgözle (Hexanchus griseus) başladı. İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’de öğrenmeye iştahlı bir öğrenciydim. Derinlerden gelen ziyaretçinin haberini aldığımda ki, kuzenim bir solukta anlatmıştı bir gün önce gördüğü […]
-
DENİZ HEP ÖĞRETİR…
Ne kadar pişsem de hâlâ denizin öğrencisi olduğumu bir kez daha anladım. İstediğiniz kadar deneyimli olduğunuzu, dalgıçlıkla alakalı her bilgiyi yalayıp yuttuğunuzu iddia edin deniz bunları umursamaz. Her zaman bir sürprizi vardır. Fırsatını bulur bulmaz yapacağını yapar, hizaya getirir adamı. […]
-
VER ORDAN Bİ FAHRETTİN KERİM…
Geçen sene Yeni Rakı bambaşka bir şişeyle sevenlerinin karşısına çıktı. Tombul bedeni, kalın ensesi, mantar tıpası ve üzerindeki kabarcıklı süslemesiyle alıştıklarımızın dışında süslü mü süslü bir şişeydi. Hâlâ piyasada var mı bilmiyorum. Zaten ben şişesine değil içindekine önem veririm. 50 […]
-
ACELEM YOK…
Aramazsan bulamazsın ya da bulmak için aramalısın… Dalışla geçen 25 sene boyunca dipte hep birşeyler arayıp durdum. Bazen deniz kabuklarıydı aradıklarım, bazen kara mercanlardı… Gün oldu bozcamgözün, domuz köpekbalığının peşine düştüm Marmara’nın karanlık yamaçlarında. Boğazın orta yerinde batık aradığım da […]
-
PAS TUTMUŞ YAŞAMLAR…
Giderek daha çok bağlanıyorum bu paslı demir yığınına. Ara sıra dalmazsam hemen özlüyorum. Millet Ortaköy’e iki lokma bir şeyler yiyip üstüne bir de boğaz havası almaya gidedursun, ben yirmi kulaç derinde yan gelip yatan eski bir batıkta ararım huzuru ferahlığı. […]
-
MACERA DAHA BİTMEDİ…
Beni az koşturmadı peşinden. Gün oldu uzak bir limandan aldım haberini, gün oldu İstanbul’da bir ara sokakta çıktı karşıma. Yaz kış, soğuk sıcak, uzak yakın demeden buluşurduk. Sırlarını paylaşırdı benimle sessizce, ama her şeyini hemen anlatmazdı. Zamana bırakmıştım onu tanımayı, […]
-
DERİNLER ÖDÜLLENDİRİR BENİ…
Haftasonunu kuru geçirmeyi unutalı o kadar uzun zaman oldu ki! Denizin tuzunu tatmadan geçirdiğim her pazarı ömrümden bir kayıp sayarım. Uykumdan vazgeçip şafak vakti yollara düştüğüm, sıcak yatağımın rahatından deniz uğruna vazgeçtiğim her pazarın mutlaka bir ödülü oldu derinlerden gelen. […]
-
DERİNLERDE TARİH DERSİ…
Boğazda dalmak İstanbul’un geçmişini anlatan bir kitabı ağır ağır okumak gibi. Her dalışta kentin geçmişinden bir sayfa daha açılır ve çoktan unutulmuş bir hikâyenin derinliklerinde yol alırsınız. Yukarıdakiler bugünü yaşarken diptekiler geçmişin içine dalıp giderler. İstanbul derinliklerine ne zaman dalıp […]
-
BOĞAZ’IN BATIK MARKALARI…
Aslında basit bir heves olarak başlamıştı yıllardır keyifle sürdürdüğüm şişe arayışı. Hemen her dalgıcın gönlünde yatan aslandır, ufak çaplı bir maceranın beraberinde dipte değerli bir şeyler bulmak. Hoş, en basit haliyle bile dalış başlı başına bir maceradır, suyun altındaki her […]
-
DENİZ KAKA OLMASIN…
Balıklar yuvalanmak için hiçbir fırsatı kaçırmazlar. İçine sığınabilecekleri ne bulurlarsa hemen sahiplenir ve yerleşirler. Sırtlarını sağlam bir yere dayamakta üstlerine yoktur. Şöyle bir göz atar ve uygun olduğuna karar verdikleri yere hemen kapağı atarlar. Ondan sonra kolay kolay çıkaramazsınız girdikleri […]
-
YILLAR SONRA KOLYOZ VE ORKİNOZ…
Galiba iyiye giden bir şeyler var! Kış boyunca boğazda dalarken gördüğüm kalabalık kefal sürüleri, iri istavritler, tekir ve barbunlar iyi birer işaret. Eskiden tek tük gördüğüm halde, artık hemen her dalışta karşılaşmaktan mutlu olduğum, üstelik Paşabahçe ve Kanlıca koyları gibi […]
-
UMUTTAN FAZLASI VAR…
Marmara’ya karşı beslenen önyargıları yerle bir etmek çok hoşuma gidiyor. Yaşam umutlarının tükenmeye yüz tuttuğu bir denizin derinliklerinde renkli mi renkli bir dünyanın görüntüleri ile karşılaşınca hissettiğim sevinci tarif edemem. Yıllarca bizleri Marmara’nın öldüğüne inandırmaya çalıştılar. İçdenizin ve onun Karadeniz’e […]
-
HASTALIKTIR ŞİŞE DALIŞI…
Bir sebepten dolayı çoook uzun yıllar önce denizin dibini boylamış olan cam ya da seramik şişeleri dibin keşmekeşinde arayıp bulmaya son zamanlarda fena sardırdım. Zamanında deniz biyolojisi öğrencisiyken deniz kabuklarını toplar ve sınıflandırırdım. Deniz kabuklarının renkli dünyalarına hayran olmakla beraber, […]
-
SADECE KARANLIK KALIR GERİYE…
Çok düşünmüşümdür “daha ne kadar böyle devam eder?” diye… Dibi gelmek bilmez karanlıkta kaybolup giden yamaçların. Boğazda dalmanın özeti sarp bir yamacı izleyerek bazen yavaş bazen de hızla akıp gitmektir… Hızla derinleşir, hızla kararır sular boğazda. Burada dalmak karmakarışık duygular […]
-
DENİZANASININ GÜCÜ…
Önce kaşıntıyla karışık hafif bir sızı hissedersiniz. Bazen bunlara biraz yanma da eklendiği olur. Dakikalar geçtikçe belirtiler şiddetlenir. Kaşıntı öyle artar ki derinizi yolmak istersiniz giderek genişleyen kızarıklığı kaşırken. Sızı şiddetli bir ağrıya dönüşürken deriniz yavaş yavaş su toplar… Deniz […]
-
KALKAN VE DALYAN…
Elbisem mi su aldı, yoksa terim mi yoğuştu? Kuru elbise giydiğim dalışların hemen hepsinde bu soru kafamı kurcalar durur. Belkoz Dalyanı’ndan Selvi Burnu’nun az berisinde Hünkâr Köşkü’ne doğru derinden giderken de yine aynı soru takıldı kafama. Su mu, ter mi? […]
-
KUMDA KIPIRDANAN HAYAT “DİL BALIKLARI…”
İlk bakışta birbirlerine çok benzerler. Zaten bu benzerlikten dolayı kolayca birbirleriyle karıştırılırlar. Tümüne birden dil balığı denen bu beyaz etli ve lezzetli balıkları hangisi hangisidir ayırmak için gözlerinin gerisindeki küçük ayrıntılara keskin bir gözle çok yakından bakmak gerekir. Diple bütünleşen […]
-
HARİTAYI BOYAMAK…
Bugüne kadar boğazda daldığım yerleri haritaya kaydedesim geldi geçenlerde birden bire. Düzenli olarak dalış defteri tutmaya, hemen her dalıştan sonra iki elim kanda olsa mutlaka vakit ayırırım. Sadece dip zamanı ve derinlikle yetinmem, o dalışta kullandığım malzemenin özelliklerinden dalışın krokisine […]
-
ALTIN DEĞERİNDE RENKLER…
Meraklı ve sadık kikla balıkları da boğazın ve Marmara’nın gediklilerindendir. Sizle karşılaştıklarında ilkin kaçmaya yeltenseler de sonradan sakinleşir ve hafifçe yanınıza sokulurlar. Kocaman gözlerinden saçılan ürkek bakışlarla sizi tepeden tırnağa süzer ve tanımaya çalışırlar. Yaşanan onca çevre felâketine rağmen İstanbul’u […]
-
SÜSLÜ MÜ SÜSLÜDÜR KARABAŞ BALIĞI…
Hem süsüne düşkün hem de utangaçtır. Turuncudan kırmızıya yalazlanan bir ateş parçasıdır. Alacalı bedenindeki tek aykırılık kömür karası başıdır. Bedeninden alevler yükseldiği halde kafasındaki ateş sönmüş ve arkasında kapkara bir bakış bırakmıştır. Sırtında ensesinden kuyruğuna kadar dantelden bir yele gibi […]
-
ŞİMDİ EVE DÖNME ZAMANI…
“Hadi, yeter bu kadar, çık artık daha fazla oyalanma… Uzatma misafirliğini, evine dön!..” der gibiydi sedef gibi ışıldayan gözleriyle bakarken. Sakindi, rahatsız olmamıştı varlığımdan. Nereye gidersem peşimdeydi, rehberlik eder gibiydi karanlığın içinden çıkıp gelen, yuvalandığı kayalığın sağını solunu inceleyen bu […]
-
HAYATA YAPIŞAN BALIK…
Çok fazla görünmez ortalıkta. Hem ürkek hem de utangaçtır. Ara sıra saklandığı yeri terkettiği de olur olmasına ama bir tehlike sezdiğinde ortadan kaybolması an meselesidir. Kendisini o kadar sağlama alır ki saklanmakla kalmaz, sığınağına yapışır adeta. Nereye saklanırsa saklansın korunağına […]
-
SU YOLUNU BULUR…
Ne ileri gidebiliyordum ne de geri dönebiliyordum. Kuzeyden bastıran yüzey akıntısıyla, lodosun güneyden önüne katıp boğaza sıkıştırdığı orkoz suyunun arasında debeleniyordum. Taş çatlasın 3-4 m derinde yolumu bulmaya çalışıyordum Bebek’te eski Hidiv Köşkü’nün şimdiki Mısır Konsolosluğu’nun biraz açığında… Sarp yamaçlı […]
-
YAŞAMIN İLK KUYRUK VURUŞLARI…
Hayatın doğuşuna tanık olmak, insana kendisini ayrıcalıklı hissettiren harika bir duygu. Süresi bilinmeyen bir maceraya ilk adımını atan bir balığın ilk kuyruk çırpışlarını izlemek, her gün biraz daha soğuyan sularda saatler geçirmeyi anlamlı kılıyor. Bu pazar Burak’la (Demircan) Ulaş’ı (Oyal), […]
-
SUALTINDA TEKEL SERGİSİ…
Ha bugün ha yarın derken yıllarca ertelediğim bu dalış geçen pazara kısmetmiş. Su Ürünleri Fakültesi’nde öğrenciyken, dört sene boyunca haftasonları hariç her gün önünden geçtiğim, her zaman buram buram anason kokan Beykoz Rakı Fabrikası’nın önü dalış için çok cazip bir […]
-
DERİNLERE DEĞER KATMAK…
Uzunca bir süre köpekbalıkları hakkında yazmamaya karar vermiştim. Yirmi yıldır aynı konu üzerinde kafa patlatınca ister istemez biraz bıkkınlık geliyor insana. Bu duyguyla köpekbalıklarını bir süreliğine rafa kaldırmak iyi olur diye düşündüm. Olmadı, yapamadım… Tam, oh be rahatladım derken, deniz […]
-
GÜNEŞ ÇİÇEĞİ…
Aslında bu dalışın amacı bambaşkaydı… Perşembe Pazarı’nın gediklilerinden Mehmet Kaptan’ın verdiği kerterize göre Ortaköy’de, Esma Sultan Yalısı ile Boğaziçi Köprüsü’nün arasındaki koyun açığında, buharlılar zamanından kalma bir batık vardı… – Sırtınızı kıyıdaki inşaata verin, sonra tam karşıya doğru, sağa sola […]
-
TEPETAKLAK İSTANBUL…
Derinlerdeki dünyayı İstanbul’un iki yakası arasında dala çıka tanıdım. Zaman zaman başka yerlerde daldığım da oldu. Fakat uzak denizlerdeyken bile aklım hep buradadır. Yanlış anlamayın, gittiğim yerleri sevmediğimden, başka denizlerde mutsuz olduğumdan değil; sebebini kestiremediğim, adını koyamadığım bir duygu bu… […]
-
SICAK KARŞILAMA, HOROZBİNA…
İşte ele avuca sığmayan yaramaz bir çocuk. Oyuncu mu oyuncu, ürkek olduğu kadar meraklı. Her taşın altını sahiplenen, boş şişelerin içine yuvalanmakta gecikmeyen… Dipten çok uzaklaşmayan, hatta hemen hemen hiç uzaklaşmayan; alışana kadar araya mesafe koyan, ancak tedirginliği geçtikten sonra […]
-
KUMUN GÖZLERİ…
Eskiden deniz kıyısındaki kum ocaklarına gitmeye bayılırdım. Kınalıada’nın Yalova’ya bakan Çöp İskelesi kıyısı ve Zeytinburnu sık sık ziyaret ettiğim yerlerdi. İmralı adasının etrafından taranan kumların döküldüğü, Yeşilköy sahilindeki yığma plajlar da uğrak yerlerimdi. Derinlerden düşüncesizce kazınan ve kıyıya aynı düşüncesizlikle […]
-
RAHATINA DÜŞKÜNDÜR PİSİ BALIĞI…
İşte yüzmekten çok dipte yatan, adeta yüzmeye üşenen bir balık. Değim yerindeyse balıklar aleminin en ehlikeyiflerinden… Rahatına düşkün pisi balığının sakinliği sizi yanıltmasın, o her an tetiktedir, en küçük tehlike karşısında kaçmaya hazırdır. Eğer ürkerse önce uyarı kabilinden şöyle bir […]
-
DERİNLERDEKİ IŞIK TANELERİ…
Hep telaşlıdır gümüş balığı. Gece gündüz bitmek bilmez enerjisi. Bedenindeki her enerji kırıntısını harekete ve ışığa çevirmek için yaşar sanki. Durmak ve solgunlaşmak, gümüş balığının kitabında yazmaz. Yüzlercesi, binlercesi biraraya gelmeye görsünler, sürekli dalgalanan bir ışık perdesi gibi gözünüzün önünden […]
-
DİKENLİ YARENLERİM…
Taş kovuklarının asık yüzlü bekçisidir iskorpit. İskele bacaklarının ve batıkların müdavimidir. Uygun bir yer bulduğunda hemen yerleşir. Taştan yatağının çevresi türlü çeşit deniz canlısıyla güzelce perdelenmişse, kadife gibi yosunlardan güzel bir örtü de çekilmişse, rahat ve korunaklı sığınağı hayatta kaçırmaz, […]
-
SES VAR GÖRÜNTÜ AZ…
Paşabahçe Koyu’nun kuzeyinde, Beykoz çekek yerinin yakınındaki yalıların önünde deniz aniden derinleşir. Başta irili ufaklı kayalarla, eski inşaatlardan kalan yosun bağlamış molozlarla kaplı olan dip, derine indikçe midye kabuklarından bir örtü çeker üzerine. Örtünün etekleri boz bulanık bir çamura battığında, […]
-
GELENEĞİ YAŞATAN YİĞİT HAYATLAR…
Sünger, mercan ve deniz salyangozu, dalgıçlığın alamet-i farikası olmuş canlılardır. Cam bir fanusun içinde Akdeniz’in lacivert sularına dalmaya cesaret eden pirimiz Büyük İskender kadar emekleri geçmiştir onların dalgıçlık sanatının doğuşuna ve serpilmesine. Akdeniz’de neredeyse denizciliğin tarihi kadar eskilere uzanır sünger […]
-
DEVLERİ DİZE GETİREN YAŞLI BALIKÇI…
Bir zamanlar Boğaziçi’nin en namlı orkinoscularından biriymiş İrfan Yürür. 1925 doğumlu ihtiyar balıkçı, yakaladığı orkinosların sayısını çoktan unutmuş. 9 Nisan 2011’de Samatya Balıkçı Barınağı’nın kahvesinde yaptığımız kısa sohbette sormuştum kaç tane orkinos yakaladığını. “Çoook” diye cevaplamıştı. Yakaladığı her orkinos balığı […]
-
ARDINA BAKMADAN GİDERSİN…
Dalışa giderken sadece bir kez dönüp bakarım arkama camda bekleyen var mı diye. Eskiden anneannem bakardı arkamdan. Dudaklarının kıpırdamasından anlardım dua ettiğini, eli yüreğinde… Artık karımla oğlum uğurlar oldular beni denize… Arkamdan endişeyle bakılmasını istemem. Keder ve gözyaşı dalgıca ayakbağı, […]
-
BİRKAÇ KUM TANESİ…
Doğa çok sabırlıdır. Bıkmadan beklemeyi çok iyi bilir. Son sözünü söylemeden önce sonuna kadar katlanır, görmezden gelir, yol yakınken geri dönmelerine şans tanır kendisine yanlış yapanlara… Merhametsizliğe merhametsizlikle karşılık vermez. İsterse herşeyi sil baştan yaratacak, yepyeni bir dünya kuracak gücü […]
-
HOR GÖRME KAYABALIĞINI…
Çoğu oltacının yem hırsızı diye gördüğü kayabalığını, dalgıçlar genelde görmezden gelirler. Zokayı yutan kayabalığı oltaya öyle bir asılır ki, kiloluk bir karagöz ya da mercan yakaladığını düşünür misinayı hevesle toplayan oltacı. Fakat, pörtlek gözleri ve dolgun dudaklarıyla, tıpkı bir “Arap […]
-
BİZ DE İSTANBULLUYUZ!..
Soğuktu. Galiba ara sıra kar serpiştiriyordu. Kornişçi sokağın daracık Arnavut kaldırımında anneannemle yürüyorduk. Beyoğlu’nda Ömer Hayyam’ın arka sokaklarından biriydi Kornişçi Sokak. Eski, yüksek tavanlı bir binadaydı evimiz. Sokak kapısı birkaç basamaklı daracık bir merdivene açılırdı. Sonra, merdivenden biraz daha genişçe […]
-
MERAK ATEŞİ…
Bazen umduğunuzu değil bulduğunuzu görürsünüz. Son iki haftadır yaptığımız dalışları en kısa böyle özetleyebilirim… Boğaziçi batıklarına pazar kahvaltısına gider gibi dalmaya öyle alıştık ki, her dalışta dipte bir enkaz görmeye şartlandık sanki. Tabi bu sadece benim düşüncem… Bana sorarsanız ummak, […]
-
DERİNLİĞE BAĞLANMAK…
Dalmaya ilk başladığım günden beri esiriyim onun. Aşk, sevgi, nefret gibi, sıradan insana has duygularla tanımlamayı ne kadar denesem de bir türlü beceremediğim, hiç bir duygusal kalıba uymayan, içimde en derinlere kök salmış bir duygu… Ne zaman derin karanlığı düşlesem […]
-
DENİZİN GÖZLERİ…
Belki de sadece kendi gözümüzden görmekte direttiğimiz için, denizlerin başına gelen onca ekolojik felaketi görmezden geliyoruz. Denizi, sömürülesi bir kaynak, atıklarımızı kabullenmeye mecbur bir çöplük olarak görmekten bir türlü vazgeçmiyor çoğunluğun gözleri. Derinlerdeki yaşam gözden uzak olduğu için, çoğumuzun gönlünde […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 7
Kumun altında bir kere gözden kaybolduktan sonra çok fazla hareket etmeyen, hatta hemen hemen hareketsiz bir yaşamın tutsakları olan kum midyesi (Chamelea gallina), sulina (Ensis spp.), deniz faresi (Sphatangus spp.) gibi canlılar için ince kumun kalın örtüsü, gözden uzak, güvenli […]
-
YOLUN BİTTİĞİ YER…
Yelkenkaya’da dalmak için çok uğraştık. Ancak uzun bir süre bütün denemelerimiz sonuçsuz kaldı. Uzaktan görünen duvar gibi kayalıklar fazlasıyla davetkârdı. Belli ki yamaç hızla derinleşiyordu. Bir türlü erişemediğimiz suların çoktan çekimine kapılmıştık. Ne zaman Tuzla’ya veya Darıca’ya gelsek, aradaki Yelkenkaya’yı […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 6
Büyükada, Heybeliada ve karşı sahilde Dragos arasında kalan üçgende, adalar denizinin bir başka biyolojik hazinesi ziyaretçilerini bekler. Pachycerianthus cinsi yüzlerce deniz şakayığının narin dokunaçlarıyla dalgalanan gerçeküstü bir bahçe, “Marmara öldü…” diyenlere nispet edercesine yeşermiştir kuzey kumluğunda. Koyu yeşil suların gizlediği […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 5
Kayalık yüzeyler yaşama ait tüm birikimlerini cömertçe sergiledikleri halde, kum sakladığı hazineyi kolayca ortaya çıkarmaz. Genellikle tekdüze bir çöl gibi uzayıp giden kumluk alanlar, gözün kolayca odaklanmasına, şekilleri farketmesine izin vermez. Işığın iyice azaldığı derinliklerde biçimler, kumluğun yalınlığında daha da […]
-
ORTAKÖY’ÜN DERİNLERİNDE UNUTULMUŞ BİR HİKÂYE…
Yıllar önce dinlemiştim bu batığın hikâyesini. İlk kimden duymuştum, artık hatırlamıyorum. “Ortaköy Cami’nin önünden suya gir, bayırdan dümdüz ilerle; 25 bilemedin 30 metrede tavasını görürsün… Dikkat et, fena akar orası! Dipten fazla yükselme, ilişken ağlara, misinalara dikkat et… Zamanında dinamitle […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 4
Kayalık kıyılardaki renk cümbüşünün aksine, adalar denizinin derinlere uzanan düzlüklerine genelde tek bir renk hakimdir. Kayalıktan gri bir çölü andıran kumluğa geçiş, kimi yerde aniden, kimi yerde kademeli olarak gerçekleşir. Adalar denizinin zümrüt yeşili sularına balıklama dalan duvarların bulunduğu Sivri’nin, […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 3
Prens Adaları’nda kıyılar genellikle kayalıktır. Kınalı, Burgaz, Heybeli ve Büyükada’da kayalıklar kimi yerde taşlık plajlarla bölünmüş olsa da, adaların kayaç yapısı dalgaların altında da devam eder. Adaların genelinde sahil kayalarının ulaştığı ortalama derinlik 20 m civarında olmakla birlikte, Sivriada ve […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 2
Adalar denizinin güneyinde dipsiz bir karanlık gibi derinlerde kaybolan Çınarcık Çukuru, Prens Adaları ekosistemini canlı tutan önemli bir yaşam kaynağıdır. Eğer Çınarcık Çukuru’nun suları boşalsaydı, başınız dönmeden dibine bakamazdınız. 1300 m’yi aşan derinliğiyle bu karanlık kuyu, güneşe yabancı yaşamların yuvasıdır. […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR
Adalar denizinin iki yanında iki farklı dünya var. Biri güneşle aydınlanırken, diğeri ışığı tanımayan; biri dalgalarla savrulurken, diğeri Marmara’nın ağırlığı altında ezilen iki farklı dünya… Bir deniz biyoloğu için Prens Adaları, dar alanda zengin çalışma koşulları sunan, eksiksiz bir açıkhava […]
-
DERİN MARMARA YAŞIYOR
Dışarıdan bakınca bazı deniz hayvanlarını kolayca bitkiye benzetebilirsiniz. Eğer karada yetişselerdi hiç tereddüt etmeden evinizin başköşesine yerleştirirdiniz onları. Darıca’da 55 m derinde küçük bir taş parçasına tutunarak yaşamını sürdüren sepet yıldızı da (Antedon mediterranea), ilk bakışta insanı kolayca kandırabilen bir […]
-
TÜRK SULARINDA KÖPEKBALIKLARI
Yirmi yıldan fazla oldu bu hayali kuralı. İlk yazıları, ilk şekilleri iyi niyetli acemiliklerle doluydu. Gülüp geçenler de olmuştu, “daha ne biliyorsun ki yazacaksın…” diyenler de… İnat, başarmanın enerjisi. İyi ki inat etmişim, iyi ki vazgeçmemişim Türk Sularında Köpekbalıkları’nı yazmaktan. […]
-
BOĞAZ’IN KALLAVİ ISTAKOZU…
Bir zamanlar balık sofralarının vazgeçilmez mezesiydi ıstakoz. Boğaz’da, Marmara’da bol bol avlardı balıkçılar. Kanlıca’nın, Aşiyan’ın, Yeniköy’ün, Beykoz’un, Adalar’ın derin taşları, irili ufaklı batıklar ıstakoz yuvalarıyla doluydu eskiden. Kalınca bir halata sırayla bağlanan hamal küfelerinin içi balık artıklarıyla, işkembeyle yemlenir, sonra […]
-
YENİ BİR YAŞAM BAŞLIYOR…
Her deniz canlısı sessiz dünyadaki yaşamına başlamadan önce, dış dünyadaki hayatın en az kendisi kadar göz kamaştırıcı bir serüveni yumurtanın içinde yaşar. Şekli, rengi, büyüklüğü, bırakıldığı yerin özellikleri türden türe değişen yumurta, yeni bir neslin hayatın zorluklarına göğüs germeden önce […]
-
SIRADIŞI BİR BALIK: DENİZATI
Nicedir denizatı görmemiştim İstanbul kıyılarında. Bu sabah Ahırkapı’da onu da görmek varmış kısmetimizde. Dibi marul tarlası gibi örten Ulva yosunlarının arasında gizlenirken karşılaştık limon sarısı sevimli yaratıkla. Alabildiğine dost canlısıydı, ama yine de tedirginliği elden bırakmıyordu binbir nazla poz verirken. […]
-
SABAH SABAH BOZCAMGÖZ…
Onunla böyle karşılaşmayı hayal etmemiştim. Issız, karanlık ve derin bir yamacın sonunda çıkmalıydı karşıma. Gidişin hızlı, dönüşün alabildiğine yavaş olduğu, insanın yüreğini ağzına getiren, derin karanlığın yüreğinde gizlenen bir çukurun dibinde görmeliydim onu. Önce bir gölge gibi belirmeliydi. Güneşin gücünü […]
-
OHA BE! SADECE OHA…
Milyonluk bir kent bozuğunun kıyısında olmanın bir deniz için bedeli çok ağır olabiliyor. Bu kentin yaşayanları çoğunlukla denizle fazla içli dışlı olmayan, denizi temiz tutmak gibi kaygıları bulumayan insanlarsa, bu bedelin ağırlığı tarifsiz boyutlara varıyor. Denize kıyısı olan, ama deniz […]
-
MAVİ DÜNYANIN GÖÇEBELERİ
Çatlamış kabuğu, zedelenmiş yüzgeçleri ve kızarmış gözleriyle çok acıklı bir görüntüsü vardı. Açıkta ölmüş, dalgalarla kıyıya sürüklenmişti. Balık ağına mı takılmıştı, yoksa bir teknenin pervanesi mi biçmişti, orası belli değil. Kabuğundaki çatlağın dışında belirgin bir yara izi de yoktu bedeninde. […]
-
BOĞAZ’IN KALLAVİ ISTAKOZU…
Bir zamanlar balık sofralarının vazgeçilmez mezesiydi ıstakoz. Boğaz’da, Marmara’da bol bol avlardı balıkçılar. Kanlıca’nın, Aşiyan’ın, Yeniköy’ün, Beykoz’un, Adalar’ın derin taşları, irili ufaklı batıklar ıstakoz yuvalarıyla doluydu eskiden. Kalınca bir halata sırayla bağlanan hamal küfelerinin içi balık artıklarıyla, işkembeyle yemlenir, sonra […]
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR 2
Adalar denizinin güneyinde dipsiz bir karanlık gibi derinlerde kaybolan Çınarcık Çukuru, Prens Adaları ekosistemini canlı tutan önemli bir yaşam kaynağıdır. Eğer Çınarcık Çukuru’nun suları boşalsaydı, başınız dönmeden dibine bakamazdınız. 1300 m’yi aşan derinliğiyle bu karanlık kuyu, güneşe yabancı yaşamların yuvasıdır. […]
-
PAŞABAHÇE ÇOCUĞUYUM İYİ BİLİRİM BURALARI…
Anılarımı süsleyen dalışlardan yazmamıştım uzun zamandır. Kaldığımız yerden devam… *** Kenan Şeker’de çalıştığımı öğrendiğinde babamın ilk sorusu “teknede basınç odası var mı?” olmuştu. Basınç odasını kim kaybetmiş ki biz bulacağız demedim haliyle. Bizim emektarı öyle allayıp pullamıştım ki anlatırken, dinleyenler […]
-
DENİZ İNSANI OLMAK KOLAY DEĞİL …
Bu sabah kıyıda dalmak için hazırlanırken eski günler geldi gözümün önüne. Dalmayı öğrenmeye çalıştığım, deniz salyangozlarının peşine düştüğüm nargile günleri, farklı bir teknede başka bir dalgıcın gerçeğiydi Boğaz kıyısında bu sabah. Deniz insanı olma yolunda palet vurmaya başladığım çıraklık günlerim, […]
-
BAKTIĞIN TREN DEĞİL DENİZDİR…
İstanbul’da dalıp da dipte çöp görmemek mümkün mü? Konserve kutusundan gaz sobasına kadar çeşitlidir denizin dibinde unuttuklarımız. Farklı nedenlerden dolayı dalgaların altında yitip gitmişlerdir, kazara ya da bilerek. Kimi, anlık bir sinir krizi sırasında denizin dibini boylamıştır; mesela kızla erkek […]
-
ÇAKIL LİMANI
İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında bulunan Çakal Limanı, Karadeniz’e çıkış öncesindeki en son koydur. Anadolu Feneri’nin yükseldiği tepenin gölgesinde kalan koy, sarp kaya duvarları tarafından kuşatılmıştır. Koyun dar sahil şeridinde sıralanan irili ufaklı kayıkhanelerin ahşap duvarları, sırtlarını yasladıkları kayalıklarla bir olmak […]
-
YÜZSÜZ YIRTICILAR
Köpekbalığının yüzü, derinlerde kolgezen amansız yırtıcıların adeta ortak sembolüdür. Her zaman aralık duran ağızlarında hemen göze çarpan keskin dişlerin insana güven verdiği söylenemez. Yüzlerinden hiç düşürmedikleri sert ifadenin adeta çekim merkezidir bu keskin dişler. Çoğu deniz insanı için köpekbalığının gözleri […]
-
KUMDA AÇAN GÜLLER
İnce uzun kolları narin tüycüklerle kaplıydı. Alacakaranlığın içinde bir başınaydı. Kollarının birleştiği yerden çıkan bir sapla dibe tutunmuştu. Işığı olmayan bir yıldız gibiydi hafifçe balçıklaşmış gri kumun üzerinde. Fenerin beyaz ışığı sapsarı bir güzellik olarak yansıyordu sepet yıldızının bedeninden. Tek […]
-
Alacakaranlıkta Gezinmek
/ext/belgeler_v_e.swf”>
-
ADALAR DENİZİ – FARKLI DÜNYALAR
Adalar denizinin iki yanında iki farklı dünya var. Biri güneşle aydınlanırken, diğeri ışığı tanımayan; biri dalgalarla savrulurken, diğeri Marmara’nın ağırlığı altında ezilen iki farklı dünya… Bir deniz biyoloğu için Prens Adaları, dar alanda zengin çalışma koşulları sunan, eksiksiz bir açıkhava […]
-
PATLAYANA KADAR …
İnsanın dalış serüveni ilginç icatlarla dolu. Hele ki insan ekmeğini derinlerden çıkarmak zorundaysa, bu icatların sınırı yok. Geçenlerde İzmir’de İnciraltı balıkçı barınağında gördüğüm icatsa, insana hem pes dedirtiyor hem de tebessüm ettiriyordu. İzmir’in meşhur piyadelerinden birinde, ya Lombardini ya da […]
-
MARMARA DENİZİ – MARMARA’NIN HAFIZASI
Tanrı buraları boş bir vaktinde yaratmış olmalı. Taşların üzerine özenle sürdüğü her renkten belli ki çok keyif almış. Cansız kayaların katılığını yaşamla yumuşatırken harcadığı çabada aceleden eser yok. Yıllarca öldü gözüyle bakılan Marmara’nın derinlerinde, insanı hayrete düşüren bir renk cümbüşü […]
-
YÜZGEÇ DEDEKTİFLERİ
Tüm dünyada köpekbalığı yüzgeci ticaretini önlemek için çalışan OCEANA’nın 2010 yılı Mart raporuna göre, Hong Konglu firmalar 2008 yılında 10.000 ton köpekbalığı yüzgeci ithal ettiler. Bu rakam 200.000 ila 500.000 ton köpekbalığına eşdeğer. Sadece yüzgeç toplamak için ziyan edilen yaşamın […]
-
DÜNYAMIZ İLGİ İSTİYOR
Geçtiğimiz Eylül ayında keşfedilen Gliese 581 g’de yaşam olabileceği iddiası, astronomi dünyasında bomba etkisi yaptı. Gezegen resmi olarak Gliese 581 g olarak isimlendirilmiş olsa da, bazı astronomlar, varlığı henüz kesin olarak kanıtlanmamış olan bu gökcismini çoktan “Yerküre’nin İkizi” olarak görmeye […]
-
KÖPEKBALIKLARININ DENGESİ… DOĞANIN DENGESİ…
Köpekbalığını dişlemek için herkesin kendine göre bir nedeni var. Kimileri kansere iyi geldiğini düşünüyor, kimileri tadını merak ediyor. Köpekbalığının tadına bakarken okyanusun en güçlü yırtıcılarından birine boyun eğdirmenin anlamsız keyfini alan bile vardır. Mesela Çin’de köpekbalığı yüzgecinden yapılmış bir tas […]
-
Yaşamı YOK ETMEDEN Tanımak
Sepia orbignyana türü sübyeyi ilk kez 15 yıl önce “kafadanbacaklılar” dersinde, formaldehit içindeyken görmüştüm. Rengi solmuştu, derisi yer yer parçalanmıştı, eti kaskatı kesilmişti. Etin bozulmasını önleyen, kanlı canlı bir yaratığı asla çürümeyen, lastik kıvamında bir cesede çeviren formaldehit sıvısı ile […]
-
KÖPEKBALIKLARI HAKKINDA SAÇMALAMAK SAPLANTI OLDU
Kızıldeniz’in gözde dalış bölgesi Sharm El Sheikh’de çok kısa bir süre önce, köpekbalığı saldırıları meydana geldi. Saldırılarda ne yazık ki can kaybı da yaşandı. Bölgede dalış ve diğer tüm su sporlarının düzenlenmesinden sorumlu kurum olan Dalış ve Su Sporları Odası […]
-
SADECE LÜFER Mİ ?
Lüfer kavgası iyice kızıştı. Bir tarafta ille de lüfer diye tutturanlar, öbür tarafta lüferi avlayanı da ızgaraya koyanı da Taksim’de sallandırmaya kalkanlar. Her işte olduğu gibi, bu işte de arayı bulmayı beceremiyor necip Türk milleti. Biz, İstanbul’un sembol balığını kurtarmakla […]
-
Yaşamın Küçük Ayrıntıları
Gece dalışını derin dalışla birleştirmeyi, felakete davetiye çıkarmak olarak görebilirsiniz. Gündüz dalışında bile koşulların yeterince zorlu olduğu bir yamacın derinlerinde gece gezintisine çıkmış bir dalgıç, yaşamını tehlikeye atıyormuş gibi gelebilir. Eğer geceye ve derinlere meydan okunan bu uçurumun yakınlarında, çok […]
-
İstanbul İşgal Ediliyor
İstanbul, bugüne kadar birçok işgale göğüs germek zorunda kaldı. Doğu Roma’nın hazinelerini ele geçirmek isteyen kavimler, İstanbul’u karadan ve denizden defalarca kuşattılar, kentin kapılarını zorladılar, surlarını aştılar. Şehir birçok kez düştü, işgale uğradı, farklı kavimlerin buyruğu altına girdi. Çoğumuza göre […]
-
Ölünün Bedeninde Yaşamak
Gözümün önünde uzayıp giden deniz tabanı mıydı, yoksa ölmüş bir canlının derisine mi bakıyordum? Dibi kaplayan balçığa her değişimde, vıcık vıcık olmuş, çürümüş bir cesede dokunmuşum gibi iğreniyordum. Eldivenime yapışan balçık değildi sanki; ölü bir bedenin cıvık parçalarıydı elimde kalan. […]
-
DAHA DÜŞMEDİ SADECE SENDELİYOR
Hani ilginizi çekmeye çalışan çocuklar vardır… Bakımsız, itilmiş, ama gözlerinde zekânın, iyi niyetin ışıltısı parlayan… Sizden sadece bir fırsat bekleyen… Ve çoğunlukla görmezden gelinen… Marmara’yı hep o kimsesiz, fırsat bekleyen çocuğa benzetirim. Daima çirkinlikle yaftalandığı için, güzel olan bir şey […]
-
Kara Mercanın Gerçek Değeri
Kum yamaç insanın başını döndüren bir eğimle derin karanlıkta kayboluyordu. Güneş ışığı çoktan gücünü yitirmişti. Milyonlarca kilometre uzakta tüm görkemiyle parlayan güneşin gücü, derinlerdeki karanlık dünyayı aydınlatmaya yetmiyordu. Sualtında algımız, fenerlerimizin aydınlatabildiği mesafeyle sınırlıydı. Kendi yarattığımız aydınlığa sığınarak ilerliyorduk Marmara’nın […]
-
KEYİFLİ BİR SÜPRİZ
Kartal sürprizlerle dolu. İlk kez iki yıl önce eylül ayında dalmıştım burada. Dalış defterine baksam tam tarihini ve saatini de söylerdim ama, yerimden kalkıp arka odaya gitmeye fena üşendim. Daha ilk dalışta tepsi gibi bir kalkan balığı, kumun üzerinde tüp […]
-
Unutmak Kolayımıza Geliyor
Acaba denizin hafızası var mı? Ona yapılan iyilikleri ve kötülükleri zamanla unutur mu? Ya da ona karşı yapılanları – iyi ya da kötü – içinde biriktirerek, zamanı geldiğinde karşılığını vermek için sabırla bekler mi? Denizin hafızası olmadığını, ona yapılanları unuttuğunu […]
-
MARMARA’NIN KAYBOLAN MAVİSİ II.BÖLÜM
Siz en çok hangi balığı seversiniz bilmiyorum ama benim gözde balığım izmarittir. Masmavi şeritlerle süslü gümüş rengi sırtı karnına indikçe sarımsı beyaza çalan, gözleri altın sarısıyla sürmelenmiş izmaritin yüzgeçleri de gövdesini kaplayan mavi şenlikten payına düşeni fazlasıyla alır. İzmarit yüzgeçlerini […]
-
MARMARA’NIN KAYBOLAN MAVİSİ
Kırlangıç balığı mavi benekli göğüs yüzgeçlerini bir çift kanat gibi açtığı zaman, balıktan çok suya düşmüş uzun kuyruklu bir kelebeğe benzer. Bu haliyle, derin karanlıkta gizlenen renklerin güzelliği hakkında ipucu veren, özenle boyanmış bir tablo gibidir. Gövdesi ne renk olursa […]
-
GECENİN RENKLERİ
Hafif hafif yağan sulu karın altında malzemelerimizi hazırlarken, çevremizdeki şaşkın kalabalığa aldırmamaya çalışıyorduk. Bu üşümüş kalabalığın üzerimize doğrulttuğu anlamazlık dolu bakışların sebebi, sıcak yataklarımızda uyumak yerine, gece yarısına beş kala buz gibi denize girecek olmamızdı. Fenerbahçe Parkı’nın girişindeki otoparkta sabahları […]
-
TEDİRGİN YAŞAMLAR
Sadullah Ayaşlı’nın 1937 yılında Cumhuriyet Matbaası tarafından yayımlanan Boğaziçi Balıkları adlı eseri, İstanbul kıyılarının bir zamanlar kelimenin tam anlamıyla bir balık cenneti olduğunu hatırlatan betimlemelerle dolup taşar. Ayaşlı’nın kaleme aldığı her sayfa, rengârenk, kıpır kıpır, irili ufaklı balıklarla dolu geçmişe […]
-
DERİNDEN GELEN
Domuz köpekbalığı 600 m derine inebilen bir tür olsa da, günün ilerleyen saatlerinde sığ sulara kısa ziyaretler yapar. Kumluğu kolaçan eden bu dişiyi Büyükada’nın güneydoğusunda, Neandros adasında görüntüledik. Taner ışık tuttu, ben videoya kaydettim. Zararsız, son derece oyuncu, alabildiğine ürkek… […]
-
BU CENGÂVERLİĞİ AKLIM ALMIYOR !
Av yasağının kalkmasıyla birlikte Marmara’da yine bozcamgözün kanı aktı. Denize ilk ağın atılmasının üzerinden daha bir hafta bile geçmeden, her yıl yinelenen bozcamgöz katliamının başlama vuruşu Gürpınar açıklarında yapıldı. 6 Eylül akşamı Beylikdüzü Kültür ve Sanat Festivali’nde teşhir edilmek üzere […]
-
İKİ DENİZİN SULARI
Akıntının beni sürükleyip götürmesi için dipten en fazla bir metre yükselmem yeterli. Hava kabarcıkları bile doğrudan yüzeye yükselmek yerine daha eğimli bir yol izliyor. Canlı cansız dipte ne varsa hepsi söz birliği etmiş gibi güneyi gösteriyor. Eski bir tonoza takılıp […]
-
DERİNDE GÜLÜMSEYEN YÜZ
Sonsuz bir karanlığa doğru süzülüyorum. 40 metre derindeki ara kontrol noktasına sadece birkaç kulaç kaldı. Daha ileri gidip gitmemeye burada karar vereceğiz. Yüzeydeki sızıntı kontrolüne ek olarak yaptığımız “derinde sızıntı kontrolü”, teknik derin dalışta düzenli olarak yapılan bir uygulama değil. […]
-
YAPIŞKAN BÖLGE
İbrice’nin deniz yaşamı, iki aşırı uç arasında fırtınalı gelgitler yaşayan huzursuz bir insanın ruh haline benzetilebilir. Bir durulan bir bulanan suların derinlerindeki taşlara hayat veren renkler, sıcak tonlarla süslenmiş bir karnavalla, soluk bir matem arasında gidip gelen bir kararsızlığı yaşarlar. […]
-
BAŞKA BİR DÜNYANIN İNSANI OLMAK
Kayalık kıyı, insanın başını döndüren neredeyse dike yakın bir eğimle derinlerde kayboluyordu. Kıyıdan bir kaç kulaç uzakta dip hayal meyal seçiliyordu. Bu hızlı kayboluşun sebebi ne Marmara’nın artık aşina olduğumuz yüzey bulanıklığıydı, ne de hemen yakındaki çimento fabrikasından denize savrulan […]
-
RENKLİ VE ZEHİRLİ
Renk derinde hemen göstermez kendisini. Bazen sabırlı ve titiz bir arayışın ödülüdür, bazen şanslı bir tesadüf, beklenmeyen bir karşılaşmadır. Yerine göre yeşil ya da lacivert olan alacakaranlığın içinde yaşamın sıcak renkleriyle burun buruna gelen bir dalgıç için bu karşılaşma, yabancısı […]
-
Gerçeküstü Çicekler
Bahar geldiğinde İstanbul’un çiçekleri sadece yeryüzünde değil, dalgaların altında da açar. Evet, yanlış duymadınız! Kentin çiçekleri laleyle, erguvanla, hercai menekşelerle sınırlı değil. Marmara’nın derinlerinde, en az karadakiler kadar gözalıcı ve renkli çiçek bahçeleri var. Gerçi bu bahçelerde yeşeren çiçekler bildiklerimizden […]